Cinsel sağlığı kimse öğretmezse...
Türkiye'de cinsellik malumunuz, üstü kapalı bir konu. Bu konuda eğitim, hizmet ve araştırmalar sınırlı. Oysa her yerde olduğu gibi, burada da gençlerin cinsel sağlık ile üreme sağlığına dair bilgilere...
Türkiye'de cinsellik malumunuz, üstü kapalı bir konu. Bu konuda eğitim, hizmet ve araştırmalar sınırlı. Oysa her yerde olduğu gibi, burada da gençlerin cinsel sağlık ile üreme sağlığına dair bilgilere ve sağlık hizmetine ulaşma gereksinimi var.
Türkiye’de üniversite öğrencilerinin büyük kısmı bekar. Öğrencilerin önemli kısmının karşı cinsiyet ile ilk temas ve cinsel ilişki deneyimi olduğuna dair bulgulara sahibiz.
Buna karşılık, üniversite gençliğinin yüzde 85’i cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusunda herhangi bir hizmet almıyor. Fiziksel, cinsel ve psiko-sosyal gelişim evreleri hakkında bilgileri yetersiz.
Türkiye’de sadece üniversite gençliği yok; okuyan çalışan gençler, sokakta yaşayan gençler, engelli gençler gibi çok farklı gençlik grupları da var.
Hepsinin, yaşam koşullarına bağlı olarak cinsel sağlık ve üreme sağlığı konusundaki bilgileri ve davranışları birbirinden farklı.
Üniversite dışındaki gençlerin de cinsel sağlık ve üreme sağlığı bilgilerine ulaşmaya ihtiyacı var.
Araştırmalar bize gösteriyor ki, cinsellik konusunda bilgili kişiler, arkadaşlarının ve çevrelerinin uygunsuz teklif ve baskılarına direnmekte daha başarılı. Cinsel istismara karşı koyabilme konusunda çocuklar da bilgilendirildiklerinde pek çok istismar olayının önlenebildiğini biliyoruz.
Türkiye’de ilk cinsel deneyim oranı 18-24 yaşları arasındakilerde yüzde 57; 18 yaş altında ise yüzde 36.
Aktif cinsel hayatı olan 18-40 yaş arasındakilerin sadece yüzde 10’u prezervatif kullanıyor. Türkiye’de 5 milyon düzenli prezervatif kullanıcısı var.
Eczacıbaşı bir araştırmasında, 15-45 yaşları arasında 33 milyon potansiyel prezervatif kullanıcısı bir kitle olduğunu saptamıştı. Korunmasız gerçekleşen cinsel ilişki istenmeyen gebeliklere, doğumlara ve cinsel yolla bulaşan hastalıklara neden oluyor.