Cinsiyet eşitsizliğinde rekor kırmak nasıl bir his Türkiye?
KADINLARIN yüzde 26'sının 18 yaşından önce evlendiği bir ülke düşünün.Yüzde 10’unun ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına aldığı bir ülke... Kadınların...
KADINLARIN yüzde 26'sının 18 yaşından önce evlendiği bir ülke düşünün.
Yüzde 10’unun ilk çocuğunu 18 yaşından önce kucağına aldığı bir ülke...
Kadınların yüzde 32’sinin okula devam etmesinin engellendiği bir ülke düşünün.
Genç kadınların yarısının çalışma hayatına katılmadığı, bir eğitim programına ya da mesleki kursa yazılmadığı bir ülke...
Cinsiyete Dayalı Gelişme Endeksi’nde 148 ülke arasında ancak 118’inci olabilen bir ülke düşünün.
İşte o ülke, bizim ülkemiz.
*
Kadın hakları alanında her sözleşmeye koştur koştur imza atmaktan, taahhütlerde bulunmaktan da geri kalmayan bir ülke bizimkisi bu arada. Misal Türkiye, Avrupa Konseyi’nin İstanbul Sözleşmesi’ni ilk imzalayanlardan biri biziz. Düşünün ki bir heves sözleşmeyi ilk burada imzaya açtırıp adını bile İstanbul koydurmuşuz. Sonra sözleşmeyi her türlü ihlale açık hale getiren, kadını toplumsal hayattan çıkarmaya yönelik önerilerle dolu komisyon raporları hazırlatmışız; bir türlü ‘cinsiyet eşitliği’ diyememiş, ‘cinsiyet adaleti’ gibi ne idüğü belirsiz kavramlar icat etmişiz; memlekette günaşırı boşanmak istiyor diye kadınlar öldürülürken, boşanmasınlar diye timler seferber etmişiz.
*
Bizim ülkemizde toplum, kız çocuklarına kendilerini arka plana atmalarının önemini öğretmiş, öğretiyor. Nesilden nesle devam eden yoksulluk, şiddet ve ayrımcılık zincirini bir türlü kıramamışız. Oysa kırmak için araç belli: Eğitim.
*
Kız çocuklarının yüz yüze olduğu toplumsal cinsiyet eşitsizliğini vurgulamak amacıyla 11 Ekim, Dünya Kız Çocukları Günü olarak anılıyor.
Aydın Doğan Vakfı, UNFPA, UNICEF ve UN Women, Birleşmiş Milletler Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Grubu danışmanlığında bu yıl ikinci kez Dünya Kız Çocukları Günü Konferansı’nı düzenliyor.
Konferansta, kız çocuklarının güçlendirilmesi, çocuk yaşta evliliklerin sonlandırılması ve eğitimde cinsiyet eşitliğinin önündeki engeller konuşulacak.
Türkiye’de okuma yazma bilmeyen 2.7 milyon kişinin 2.2 milyonu kadın. “Yeni kuşakta bilmeyen yoktur” diye düşünüyorsanız, yanlış. 6-24 yaş grubu içinde okuma yazma bilmeyen 81 bin kadın var. Bitlis, Siirt, Şanlıurfa gibi illerde okula giden erkeklerin sayısı kızların sayısını fazlasıyla aşıyor.