İnsanları konuşamayan bir ülke gelişebilir mi?
YARGITAY Başkanı Rüştü Cirit, ilk derece mahkemelerinde 13 milyon dava dosyası olduğunu söyledi. Yani, bu ülkede her 3 kişiden biri devletle veya bir diğeriyle davalık. Geçimsiziz, uzlaşmayı beceremiyoruz.Belki...
YARGITAY Başkanı Rüştü Cirit, ilk derece mahkemelerinde 13 milyon dava dosyası olduğunu söyledi. Yani, bu ülkede her 3 kişiden biri devletle veya bir diğeriyle davalık.
Geçimsiziz, uzlaşmayı beceremiyoruz.
Belki yüzyıllarca anlaşmazlıklar kadıların 'höt zöt' demesiyle çözüldüğü için uzlaşma kültürünü geliştirememişiz...
Belki de uzun yıllar tek parti ile yönetildiğimiz, devamında darbelere maruz kaldığımızdan ve baskıcı yönetimlerden demokrasiye bir türlü sıra gelemediğinden.
*
Öyle ya da böyle, demokrasi içselleştirilmediğinde farklı görüşlere de tahammül olmuyor. Bu olmayınca uzlaşmayı öğrenmek zorlaşıyor.
Siyasal olgunluğun olmadığı bir yerde sosyal olgunluktan söz edilemeyeceği gibi, sosyal olgunluğun olmadığı bir yerde de siyasal olgunluk beklemek zor.
Böyle bir kısır döngü.
Bu kısır döngünün kırılmasının tek yolu ise sandığa kilitli olmayan, hayatın her alanına uzanan bir demokrasi kültürü.
*
Batı toplumlarının büyük ölçüde sorgulayan, eleştirel düşünceye sahip, farklılıklara saygılı, kendine güvenen bireylerden oluştuğunu görmeyenler ya kör... Ya da uzlaşmadan değil, çatışmadan besleniyorlar.
"Başkaldıranların kafalarını ezeceğiz" diye konuşan bir siyasetçi uzlaşma kültürüne mi hizmet eder, yoksa çatışma kültürüne mi?
Devlet insanların ortak hedefini gerçekleştirmek için yok mudur? Bu ülke insanlarının hedefi kafa ezmek midir?