Medya porno tutkunu mu?
ŞİDDETİ tüm çıplaklığıyla ortaya seren bir fotoğraf haber midir, yoksa şiddet pornosu mu? Sonu gelmeyen bir tartışma bu. Rus Büyükelçi Karlov’un vurulup yere yığıldığı ve...
ŞİDDETİ tüm çıplaklığıyla ortaya seren bir fotoğraf haber midir, yoksa şiddet pornosu mu?
Sonu gelmeyen bir tartışma bu.
Rus Büyükelçi Karlov’un vurulup yere yığıldığı ve katilinin elinde silah yanı başında durduğu fotoğrafı gazetecilerin büyük kısmı ‘mutlaka gösterilmesi gereken’ bir kare olarak niteleyeceklerdir. Zaten öyle olmasa gazetelerde çarşaf çarşaf, ekranlarda 10 posta görmezdik.
Devletini temsilen bulunduğu ülkede, devletin koruması gereken bir kamu görevlisi herkesin gözü önünde öldürülüyorsa bu haberdir. Hem de haber değeri çok yüksek bir haber. Bu anın fotoğrafı ise haberin en önemli unsurudur.
Yoksa öyle değil midir?
*
Rus elçinin cesedini okura/izleyiciye göstermek bu eylemin önemini daha iyi anlamasına yardımcı mı oluyor şimdi? Suikasta uğramış bir adamın yerde cesedi olduğunu tahmin etmeye herhalde 30 IQ yeter. Ceset görseliyle olayın vahametini göstermeye çalışan bir gazetecilik türü ne kadar doğru? Bu haber alma özgürlüğü müdür, yoksa şiddet pornosu mu?
Benim net bir cevabım yok, kafamda sadece sorular var.
Ve cevabın her duruma göre değiştiği kanaatindeyim. Suriyeli çocukların kanlar içinde cesetlerinin fotoğraflarının yayımlanmasına veya paylaşılmasına karşıyım mesela. Pekâlâ, yüzü ve kıyafetleri bombalarla yıkılan binaların tozuyla yıkanmış ama fiziksel hasar almamış bir çocuğun fotoğrafı savaşın şiddetini göstermeye yeter. 5 aylık ölü bebeğin fotoğrafını yayımlamaya, ceset göstererek olayın dramatikliğini katmerlendirmeye çalışan bir medya zihniyeti ne kadar sağlıklı?
Bana sorarsanız, ölü bir bebek fotoğrafına kıyasla, kardeşlerinin hepsi ölmüş toz toprak içinde bir çocuğun annesinin feryadını izlerken onu daha fazla üzmemek için ağlamadığı görüntü ceset fotoğrafından çok daha sarsıcı.
Bu meselenin bir boyutu.