Türkiye ‘makbul yurttaş’larla ilerleyemez!
BEN ortaokuldayken her yıl bizi Efes Antik Kenti’ne götürür, iki gruba ayırır, bir konu hakkında münazara yaptırırlardı. Grubumuzu seçemezdik, haliyle grup adına savunmamız gereken görüş, kişisel...
BEN ortaokuldayken her yıl bizi Efes Antik Kenti’ne götürür, iki gruba ayırır, bir konu hakkında münazara yaptırırlardı. Grubumuzu seçemezdik, haliyle grup adına savunmamız gereken görüş, kişisel görüşümüzün tam tersi olabilirdi.
Kendi fikrimin tam tersini savunmakta ilk başta çok zorlandığımı hatırlıyorum. Bunu yapabilmek için kendi fikrime eleştirel bakmam gerekiyordu.
Neticede bu egzersiz, biz çocuklara hem eleştirel düşünmeyi hem de her fikrin savunulabileceğini ve özeleştiriyi öğretti.
Bizim okulda öğrenci öğretmene “Bu bilgi ne işime yarayacak?” diye sorabilir, özgürce fikrini söyleyebilir, onunla görüş ayrılığına düşebilir, tartışabilirdi.
Okulda belki de derslerden daha önemlisi komiteler ve kurullardı. Okul yönetimine öğrencilerin katılımı teşvik edilirdi.
Ben İzmir Amerikan Koleji’nde okudum. Ama sanmayın ki bu tarz bir eğitim sadece kolejlerde vardı. O dönem, müfredat çok özgürlükçü olmasa da devlet okullarına giden öğrenciler de benzer tutumlarla donatılırdı. 90’larda devlet okullarındaki eğitim de bugünle kıyaslandığında çok daha iyiydi. Hem koleji hem Anadolu lisesini kazandıysa bir çocuk, aile maddi imkânları el verse dahi, hangisine yollayacağı konusunda uzun uzun düşünürdü.
*
Gelelim bugüne...