Alberto’nun, Martin’in, Suna’nın, Elias’ın dünyalarına konuk olmak…

Geçtiğimiz yıl boyunca 100 kadar yazı yazmışım. En çok da Ukrayna’daki savaştan ve Amerika-Türkiye ilişkilerinden söz etmişim. Ocak ayındaki ilk yazım geçmişin gelecekten farklı...

Geçtiğimiz yıl boyunca 100 kadar yazı yazmışım. En çok da Ukrayna’daki savaştan ve Amerika-Türkiye ilişkilerinden söz etmişim. Ocak ayındaki ilk yazım geçmişin gelecekten farklı olmayacağına, son yazımsa yılın olayı diye nitelendirdiğim Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı işgal ve rejim değişikliği teşebbüsüne ilişkin olmuş. Bazen telkinde bulunmuş, bazen de durumdan sonuç çıkartmışım.

Ama galiba en çok Albertoların, Martinlerin, Sunaların ve Eliasların kurgusal dünyalarında dolaşmaktan hoşlanmışım. Geriye dönüp baktığımda keşke daha çok roman okusaymışım, keşke okuduklarımı daha çok paylaşsaymışım demeden edemedim. Sizleri de yılın bu ilk gününde yaşadığımız dünyanın gerçeklerinden yerine onların gerçekleriyle bir kez daha baş başa bırakmak istedim. Tabii ki sabrınız ve ilginiz varsa.

* * *

Alberto muhtemelen bildiğiniz ya da hatırladığınız gibi bir filozof. 1991’den bu yana Sofie Amundsen, Hilder Möller, Albert Knag, onların arkadaşları, akrabaları ve muhtelif masal kahramanlarıyla birlikte Jostein Gaarder’in ‘Sofie’nin Dünyası’ kitabının sayfaları arasında yaşıyor. Okuyucularını en az 60 farklı dilde Tales’ten Kierkegaard’a, Nietzsche’den Sartre’a 300 küsur...

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Türkiye’nin beş önemli sorunu… 16 Nisan 2025 | 169 Okunma İsrail bir kez daha genişleyebilecek mi? 13 Nisan 2025 | 131 Okunma İran’la Amerika barışır mı? 09 Nisan 2025 | 194 Okunma Trump dünyasında Türkiye… 02 Nisan 2025 | 165 Okunma Türkiye NATO’suz yapabilir mi? 30 Mart 2025 | 104 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar
Close menu