Avrupa değerleri erozyona uğrarken
Avrupa kıtası yüzyıllar süren savaşların, mücadelelerin ve siyasi felaketlerin ardından 70 küsur yıldır yeni bir değerler sistemi yarattı, yarattığı sistemi korumak için de kurallar ve kurumlar...
Avrupa kıtası yüzyıllar süren savaşların, mücadelelerin ve siyasi felaketlerin ardından 70 küsur yıldır yeni bir değerler sistemi yarattı, yarattığı sistemi korumak için de kurallar ve kurumlar oluşturdu. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kabul edildi ve onu koruyacak Avrupa Konseyi çalışmaya başladı. Soğuk Savaş sonrasında yine aynı değerlere hitap eden AGİT kuruldu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi içtihatlarıyla tüm üyelerinin vatandaşlarının haklarının devletleri tarafından ihlal edilmemesini sağlamaya çalıştı.
Avrupa işkence konusunda da, mülteciler konusunda da hep öncü rol oynadı. Dünya çapında insan haklarının savunuculuğunu üstlendi. Bu savunuculuk hem büyük ölçüde içselleştirilmiş Avrupa değerlerinin korunmasını, hem de Avrupa’nın, daha doğrusu Avrupalılık adına hareket edenlerin dünyaya ahlaki üstünlük platformundan bakmasını sağladı, onlara güç ve itibar verdi. Ve tabii ki insanların haklarının korunmasına da yardımcı oldu.
***
Şimdi bizim de parçası olduğumuz bu değerler, kurallar ve kurumlar sistemi tehdit altında. Avrupa’yı yüzyıllardır için için kemiren korkular, IŞİD’in saldırıları ve Suriyeli mültecilerin yarattığı toplumsal paranoyayla güçlendi. Avrupa’yı II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa yapan değerler erozyona uğramaya, yerini dine dayalı kültür bilincini ön plana çıkartan bir medeniyet anlayışına bırakmaya başladı.
Fransa’da burka, başörtüsü derken kadınların plajlarda dahi ne giyeceklerine karışılıyor. Kadıların nasıl giyineceğini belirlemek için bazı Fransız siyasiler anayasayı değiştirmeyi önerebiliyor. Görünen o ki “burkini” 2017 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en önemli tartışma konularından biri olacak. Geçtiğimiz günlerde adaylığını açıklayan Sarkozy de tahmin edilebileceği gibi yasakçılığın bayraktarlığını yapacak.
Avusturya’da ise durum çok daha vahim. 1971 doğumlu ve fanatik bir İslam karşıtı olan Norbert Hofer iki turlu oylama sonunda “Müslüman istilasına son vermek” sözüyle mayıs ayında cumhurbaşkanı seçildi. Her ne kadar Avusturya Anayasa Mahkemesi bazı seçim bölgelerinde oyların hatalı sayılması yüzünden seçimin 2 Ekim’de yenilenmesine karar verdiyse de, bu karar Avusturyalıların açıkça ırkçı ve ayrımcı olan Hofer’i tercih ettikleri gerçeğini değiştirmedi.