Bir sarsıntı daha
Dünyanın düzeni ve istikrarı üstüne düşünen, yazan hemen herkes hakim devletin düzeni koruduğunu ve koruyacağını, sistemde hegemonya için mücadele olduğunu ve olacağını söyledi. Hakim...
Dünyanın düzeni ve istikrarı üstüne düşünen, yazan hemen herkes hakim devletin düzeni koruduğunu ve koruyacağını, sistemde hegemonya için mücadele olduğunu ve olacağını söyledi. Hakim devletin herhangi bir nedenle zayıf düşmesi, sorumluluklarını yerine getirmemesi halinde, sistemin kendini idame mekanizmaları geliştirdiğini yazanlar da çıktı. Ama sanırım kimse hakim devletin kendi kurduğu ve özünde kendi çıkarlarını temsil eden, dolayısıyla da koruyan bir düzeni/sistemi çökertmek için çalışabileceğini söylemedi. Çünkü analiz rasyonalite varsayımı üstüne oturmuştu, devletlerin kendi çıkarlarını görüp tanımlayabilecekleri düşünülüyordu. Hiçbir hakim devletin kendi çıkarına hizmet eden bir sistemi yıkmak için çaba sarf edeceği, onun tüm normlarını ve ilkelerini ihlal edeceği akıl edilememişti. Kural ihlallerinin kurala uydurulması, çıkarların pazarlıklarla korunması, düzenin bekası için çalışılması düzeni kuran ve kurallarını tanımlayan devlet için olmazsa olmaz bir gereklilik olarak görülüyordu. *** Ama Donald Trump’ın ABD’nin başkanı olması tüm bu teorileri, teorilerin üstüne oturduğu varsayımları ciddi şekilde sarstı. ABD uzun erimli çıkarları yerine, kısa dönemlileri korumayı kendisine düstur edindi. Sistemin “pacta sunt servanda” başta olmak üzere pek çok yerleşik normuna meydan okudu. Ticaret serbestisi Amerika’da bazı sektörler zarar ediyor diye askıya alınmaya başlandı.