Meseleleri mesele etmezseniz mesele olmazlar...

Her şart altında geçerli olmasa da Süleyman Demirel’e atfedilen bu önerme siyasetle söylem arasındaki sebep sonuç ilişkisini gösterdiği oranda anlamlıdır. Gerçekten de pek çok “olay” sorun olarak...

Her şart altında geçerli olmasa da Süleyman Demirel’e atfedilen bu önerme siyasetle söylem arasındaki sebep sonuç ilişkisini gösterdiği oranda anlamlıdır. Gerçekten de pek çok “olay” sorun olarak tanımlandığı andan itibaren sorun olmaya başlar. Tanımlama aşaması genellikle önceden edindiğimiz bilgi ve tecrübeye dayalıdır. Bazı olayları diğerlerinden daha fazla önemseriz. İçinde yaşadığımız koşulları etkileyeceğini, bize tehdit oluşturacağını düşünürüz.

Her hangi bir olayı tehdit olarak gördüğümüz andan itibaren de ona karşı tedbir almaya, o tehdidi mümkünse ortadan kaldırmaya, ortadan kaldıramıyorsak etkisini sınırlamaya, o da mümkün değilse tehdidin öznesini istemediğimiz bir şeyi yapmaktan caydırmaya çalışırız. Ancak aldığımız her tedbir, tedbir almak için attığımız her adım, tedbiri teşvik için kullandığımız her kelime, tehdidin büyümesine, farklı biçimlerde çözülebilecek bir sorunun çözümsüz hale gelmesine yol açar.

***

Dünya siyasetinde bunun en klasik örneği silahlanma yarışıdır. Devletler güvenliklerini arttırmak için silahlanırlar ama sonunda öyle bir seviyeye gelirler ki güvenlikleri artacağına eksilir. Soğuk Savaş sırasında olduğu gibi taraflardan birinin düğmeye basması bütün bir gezegenin nükleer savaşla yok olma olasılığını beraberinde getirir. Bu doğal olarak devletlerin, bireylerin ya da iktidarların tedbiri elden bırakmaları, kendilerine yönelebilecek tehditleri tevekkülle kabullenmeleri gerektiği anlamına gelmez.

Yapılması gereken tek bir olaya değil olayların bütünlüğüne bakmak, eldeki tüm imkanlarını değerlendirdikten sonra tehdit algısının tetiğine basmaktır. Mesela YPG’nin Kuzey Suriye’yi kontrol altına almasından sonuç çıkartacak olursak, PKK’nın Türkiye’yi çevrelediğini, dolayısıyla da Ankara’nın tedbir alması gerektiği söylersek, tespitimiz doğru olsa bile önermemiz yanlış olabilir. Bir meseleyi mesele olmadan mesele haline getirmiş olabiliriz. Çünkü diğer tehditleri ve gelişmeleri dikkate almadan yapılacak bir tanımlama hatalı sonuçlar doğurabilir.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çatışmanın 999’uncu gününde… 20 Kasım 2024 | 73 Okunma Papatya falını bıraksak diyorum… 17 Kasım 2024 | 117 Okunma Sıcaklık artışlarını durdurma umudu sanki yok gibi… 13 Kasım 2024 | 149 Okunma Dünya Trump’ı hazmetmeye çalışırken… 10 Kasım 2024 | 83 Okunma ABD seçimini yaparken… 06 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar