Olağanüstü koşulların olağanüstü riskleri
15-16 Temmuz tarihlerinde Türkiye tarihinin en ciddi badirelerinden birini, belki de en ciddisini atlattı. Silahlı Kuvvetler içinden bir grup anayasal düzeni yıkmak, AK Parti iktidarından kurtulmak, büyük bir olasılıkla da iktidar...
15-16 Temmuz tarihlerinde Türkiye tarihinin en ciddi badirelerinden birini, belki de en ciddisini atlattı. Silahlı Kuvvetler içinden bir grup anayasal düzeni yıkmak, AK Parti iktidarından kurtulmak, büyük bir olasılıkla da iktidar mensuplarını buldukları yerde infaz etmek için harekete geçti. Tahminleri herhalde toplumsal destek bulacakları, hiç olmazsa birilerinin kendilerine sahip çıkacağı yönündeydi.
Eğer başarılı olabilselerdi, başarılı olabileceklerini gösterebilselerdi destek mutlaka bulurlardı. Daha önceki darbelerde olduğu gibi birileri onlara destek verir, hatta alkışlardı. Ama Başbakan, Cumhurbaşkanı, darbeyi duyduğu ilk an hiç tereddütsüz karşı çıkan ana muhalefet lideri ve diğer muhalefet parti liderleri bu olasılığı ortadan kaldırdı. Türkiye tarihinde pek rastlanmayan bir siyasi dayanışmayı darbe teşebbüsü karşısında gösterdi.
Televizyonlar ve sosyal medya, sokağa çıkan ve hayatını kaybetmeyi göze alan insanlar darbenin başarıya ulaşamamasını sağladı. Milletvekilleri TBMM’de toplandı, komuta kademesindeki pek çok asker de darbeye başından itibaren karşı çıktı. Polis teşkilatı müthiş bir direnç ve dirayet sergiledi. MİT görevini layıkıyla yaptı. Türkiye teşebbüsünden bile çok acı çekti, kapanması zor yaralar aldı. Ama darbe önlendi. Şimdi darbeciler yakalanıp yargıya sevk ediliyor. Aynı zamanda yargı ve yönetimin farklı yerlerindeki şüpheliler de ayıklanıyor.