Pazar yazısıyla huzur aramak…

Huzur, muhtemelen hepimizin aradığı ama bulamadığı bir ruh hali. Mücadele etmek, kendimizi korumak zorunda olmadığımızı düşündüğümüz ender bir an. Bir tür aşkınlık, hatta boş...

Huzur, muhtemelen hepimizin aradığı ama bulamadığı bir ruh hali. Mücadele etmek, kendimizi korumak zorunda olmadığımızı düşündüğümüz ender bir an. Bir tür aşkınlık, hatta boş vermişlik durumu. Kendimizle barışık olduğumuz bir zaman dilimi. Dolayısıyla da gelip geçici. Ve belki iyi ki de öyle. Çünkü huzur sürekli olsa kaygı olmaz, insan toplulukları şimdiki kadar teknolojik ve tabii ki ekonomik ‘ilerleme’ kaydedemezdi. Düşünsenize insan huzurlu olsa bırakın fiziği, kimyayı bir yana psikolojiye, sosyolojiye, hatta siyasetin bilimine ihtiyaç olur muydu? Elindekilerle yetinse, daha fazlası için didinmese, ekonomi biliminin anlamı kalır mıydı? Talep olmayan yerde arz mı olurdu? Daha doğrusu üretim ve tüketimde bu denli çılgınlık mı yaşanırdı? Belki de tarihin gerçek motoru huzursuzluğumuz. Korkuyu da, talebi de besleyen o. Ama yine de huzura ihtiyacımız var.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Çatışmanın 999’uncu gününde… 20 Kasım 2024 | 72 Okunma Papatya falını bıraksak diyorum… 17 Kasım 2024 | 117 Okunma Sıcaklık artışlarını durdurma umudu sanki yok gibi… 13 Kasım 2024 | 149 Okunma Dünya Trump’ı hazmetmeye çalışırken… 10 Kasım 2024 | 83 Okunma ABD seçimini yaparken… 06 Kasım 2024 | 92 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar