Çağımızın Buhranı Terör (1)
Terörün farklı tonları, farklı renkleri ile karşı karşıya kaldığımız günümüzde veya hiçbir renginin, dininin, dilinin olmadığını gördüğümüz bu günde, dinimizin...
Terörün farklı tonları, farklı renkleri ile karşı karşıya kaldığımız günümüzde veya hiçbir renginin, dininin, dilinin olmadığını gördüğümüz bu günde, dinimizin temelini bulduğu silm yani barış kavramı yerine terörizm ile anılır hale geldiği bu günde, konseptlerimizin gasp edilip içlerinin boşaltıldığı ve yeniden üretilerek tekrar tüketilmek üzere sunulduğu şu çağda, “Perçeption” dediğimiz “algının”, “fact” dediğimiz “gerçekliğin” önüne geçtiği bu çağda, sanallık evrenimizde algı operasyonları ekseninden beslenen bilgi üretimi ve onun sonucu olarak gelişen siyaset, ekonomi ve toplumsal olguların nasıl da ikili zıtlıklar çerçevesinde oturtulduğunu irdeliyoruz. Ülkemizdeki bu alanda çalışan şimdilik tek akademik kurum olan ve Üsküdar Üniversitesi’nde kurduğumuz PAMER’de (Postkolonyal Çalışmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi). Kurulduğu günden beri bir buçuk sene gibi kısa bir sürede önemli çalışmalara katkı sağlıyor inancındayım. İngilizce ifade ile, “Haves and Have Nots” denen yani Varlıklılar ve Yoksunlar, Güçlüler ve Güçsüzler veya Güçsüzleştirilenler arasındaki ilişki, Sömürenler ve Sömürülenler, Zalimler ve Mazlumlar arasındaki münasebet, bunların siyasette, ekonomide, sanatta, kültürdeki tezahürleri arasındaki ilişkiyi inceleme imkanı buluyoruz. İşimiz hem çok kolay hem çok zor. Şehrimiz İstanbul, ülkemiz Türkiye, bölgemiz Orta Doğu tam da bir laboratuvar postkolonyal bakış açısı için.