Çok ayıp çok!
Siyasi zeka diye bir şey var malumunuz, zekadan, akıldan farklı bir şey burada kastedilen. Siyaseten doğru olanı yapmak anlamına geliyor. Burada doğru, genel kabul gören doğrudan da farklı bir şey. Uygun anlamında...
Siyasi zeka diye bir şey var malumunuz, zekadan, akıldan farklı bir şey burada kastedilen. Siyaseten doğru olanı yapmak anlamına geliyor. Burada doğru, genel kabul gören doğrudan da farklı bir şey. Uygun anlamında kullanılıyor. Siyaset uygunluktur, siyaseten doğruluk. Burada bunun doğru veya yanlış olduğu konusunu ayrı tutarak bir irdeleme yapıyoruz. Bu siyaseten doğruluğun içine bir siyasetçinin ideolojisinin tabanını temsil eden fikirlerini öne çıkarması da girer, bir seçim öncesi gündeme oturacak ve seçmeni harekete geçirecek açıklamaları yapması da girer. Teoriden pratiğe geçecek vizyonunu siyasetçinin halkına aktarabilmesi de bunun bir parçasıdır, pratiğe dökülenin seçmen tarafından fark edilir hale getirilmesi için gerekli reklam ve pazarlamayı mümkün kılmak da parçasıdır. Hepsi siyasi zekanın bir ürünüdür. Kendi ayağına ateş etmek de siyasi zekanın eksikliği, yetersizliği veya o spesifik zekayı devreye sokayım derken bir şeyi veya her şeyi altüst etmek anlamına geliyor.
Şimdi bakıyorum, Kılıçdaroğlu tam da bu ikincisini yapıyor. Dışarıdan biri olarak gözlemliyorum bunu. Yine elde malzeme bitmiş olmalı diye düşünüyorum, bir dışarılı olarak… Ama anlamakta güçlük çekiyorum. Bu CHP dediğimiz partinin fikir üretecek hiç mi genç, yaşlı, bir akıl grubu yoktur, bilemiyorum. Bir iç kontrol mekanizması veya kendini gözden geçirme prosedürü yok mudur veya niye yoktur veya varsa da neden işlemiyordur veya işletilemiyordur...bilemiyorum. Ya gönüllü seveni, CHP için fedakarlıktan çekinmeyecek bir kitlesi, bakın öyle diyorsunuz ama bu partide şu lazım, bu lazım, yenilik, reform lazım, başını yakacını bilse bile kral çıplak deme cesaretini gösterecek bir kitlesi yok mudur......yok demek ki.