Saldırı ve fazlası
Evet, bir haklar ve haksızlıklar savaşı, bir hak ve batıl savaşı, bir huzur ve fesad savaşının daha içinden geçiyoruz. Hep beraber. Şaşırmıyoruz. Sarsılmıyoruz çünkü bu insanın...
Evet, bir haklar ve haksızlıklar savaşı, bir hak ve batıl savaşı, bir huzur ve fesad savaşının daha içinden geçiyoruz. Hep beraber. Şaşırmıyoruz. Sarsılmıyoruz çünkü bu insanın hikayesi. İnsan ki Allah Celle Celalühü bilmediğini öğretti, yaratıldığı toprağın üzerine ayak bastığından beri kan döktü. Delalete düştü. Kardeşini öldürdü. Kanı, canı olanı katletti ama tabii öncesinde zaten şeytana uymuştu. Adeta genlerine yazılmıştı, zayıf ve bir o kadar da kendini beğenmişti. Kardeşini kuyulara atacak kadar da kıskanç. Gözü dönmüş.
İnsan insana zulmederken, bin bir entrika ile birbirinin kuyusunu kazarken göklerden gelen bir plan olduğunu da unutur. Kibirdir onu kasıp kavuran. İçindeki kibir. Şeytanı da o mahvetmemiş miydi…meleklerin hocasından zelillerin zeliline devşirmemiş miydi… Hak gelecek batıl zail olacaktı, la sek! Ama ne zaman…
İnsanın hikayesi gizlidir dün gazetemize yapılan saldırı da. Eşzamanlı iki gazete saldırısı aynı kaynaklıydı hiç şüphesiz. Her şey küçülür küçülür, daralır daralır, elenir elenir, özleşir özleşir, sonunda iki şeye indirgenir hiç şüphesiz. Bir duruş, bir yükseliş, bir direniş, bir ses. Bir kıyam. Mazlumun kıyamı. Dura dura yürüyen, yürüdükçe koşan, koştukça kıyamında daha da sabitlenen bir duruş. Bir yükseliş. Nazil olanla çıkış.