El sıkışalım...
Son dönemlerde Türkiye’nin siyasi olarak Suriye ile ilgili planları ciddi bir problem haline geldi. Amerika, İngiltere ve Fransa açık ve net olarak Fırat’ın doğusundaki katil teröristleri destekliyor. Ve bu o kadar aşikar bir...
Son dönemlerde Türkiye’nin siyasi olarak Suriye ile ilgili planları ciddi bir problem haline geldi. Amerika, İngiltere ve Fransa açık ve net olarak Fırat’ın doğusundaki katil teröristleri destekliyor. Ve bu o kadar aşikar bir hale geldi ki, geçmişte Afganistan, Pakistan, Libya ve Irak’ta yapılanlar, tekrardan hafızalarımızda canlanır oldu. Şimdi sıra Suriye’ye geldi. Emperyal güçler Fırat’ın doğusundaki teröristlere yardım ettiklerini de apaçık dile getiriyorlar. Hatta utanmaz emperyalistler, teröristlere yaptıkları 10 binlerce tır silah yardımını da her ay muntazam olarak Türkiye’ye bildirdiklerini söylüyorlar.
Değerli Okurlar, artık bu saatten sonra Fırat’ın doğusundan PKK ve PYD temizlense bile, ABD’nin oraya kesin olarak yerleşeceği ve büyük olasılıkla taşeron bir kürt devleti kuracağı kesin gibi. Sadece Suriye’nin yeraltı petrol ve su kaynaklarını değil, Kuzey Irak’ı da buradan kolaylıkla kontrol edebilecek. ABD’de geçmişte Condoleezza Rice’ın yaptığı haritayı hatırlarsanız, orada Orta Doğu’daki üniter yapı ve sınırların değişeceği aşikar olarak ortaya konmuştu. Bu planların gerçekleşmesinin önündeki en büyük engel Türkiye’ydi. Çünkü bu coğrafyada tek laik, demokratik Cumhuriyet’le yönetilen ve çok güçlü bir orduya sahip Türkiye vardı. O zaman yapılması gereken Türkiye’nin ekonomik ve askeri gücünü zayıflatmaktı. Ve oyun sahneye konuldu! Yıllarca AKP ile yol arkadaşlığı yaptırılan taşeron sümüklü hain imam, Türkiye’de askeri bir kalkışmaya girişti. Diğer taraftan ABD’de kendi yarattığı IŞİD Terör Örgütü’nü bahane edip ona karşı savaşıyormuş gibi yaparak Suriye’ye müdahele etti. Hem kendisi yarattı, hem de bunlar terör örgütüdür diye uluslararası kamuoyunu ayağa kaldırdı. Bu arada ne olduğu belli olmayan bir nedenle sayın Erdoğan’la abi-kardeş ilişkisi olan Esad düşman kardeşler oldu… Ve bu Amerikan tezgahıyla Türkiye de Suriye bataklığına sokulmuş oldu. Buradaki gizli amaç da, Suriye’de IŞİD’in terör eylemlerinden kaçan sözde sivil halkı Türkiye’ye göndermesiydi. Avrupa’ya göçü engellemek için de emperyal güçler, Türkiye’ye çeşitli bahaneler ve yardım vaatlerin de bulundular. Vaatler de yerine getirilmedi. Buradaki amaç ekonomik olarak Türkiye’yi çökertmekti. Başarılı da oldular.
Değerli Okurlar, bu 4 milyon mültecinin Türkiye’de hem sosyal hem de ekonomik olarak yarattığı zarar çok büyük boyutlardadır. Bu problem, dünyanın en zor matematik sorularından biri olsa gerek. Gelelim Suriye meselesine; Fırat’ın doğusunda ABD ve terör örgütü ( PKK, PYD) diğer tarafta Rusya, Çin ve İran’ın desteklediği Suriye.
Değerli okurlar; Sayın Cumhurbaşkanı ‘Fırat’ın doğusunda ABD ile birlikte barış koridoru oluşturalım’ diyor. Diyelim ki barış koridoru kabul edildi, peki terör örgütleri bu koridoru terk edecek mi? Örgütler gitse bile güneyde yine bize komşu olmayacaklar mı? Olacaklar.
Sayın Cumhurbaşkanı, siz her konuşmanızda Suriye’nin toprak bütünlüğüne çok haklı olarak vurgu yapıyorsunuz. Bu koridorun oluşumu ile sonucun nasıl olacağını düşünüyorsunuz? O zaman Suriye’nin toprak bütünlüğü nasıl sağlanacak? Bir de barış koridorunun kırsaldaki güvenliğini ABD ile biz birlikte sağlayacağız diyorsunuz. Peki, bu bizim sağladığımız güvenlik güçleri, kent merkezlerine girebilecek mi? Hayır! Merkezdeki güvenliği kim sağlayacak? Bunlar ABD’nin oyunları, bu koridor gelecekte başımıza bela olacak. İnşallah yanılıyorumdur ama koridor diye sanki ABD’nin oraya yerleşmesine bilmeden yardımcı oluyoruz! Ankara’da gerçekleşen Astana Toplantısı’nda iki lider size satır aralarında, Esad’la el sıkışmanız mesajını ilettiler. Büyük çoğunluk yani “konunun uzmanları” da sorunun tek çaresi olarak ‘Esad’ la el sıkışmayı’ öneriyor. PKK ve PYD bizim terörist dediğimiz katiller! Suriye de bunlara terörist dediğine göre birlikte bu katiller süpürülebilir. Bu koşullarda da işgalci ABD orada kalamaz.
Sayın Cumhurbaşkanı, Bileşmiş Milletler’de yaptığınız konuşmada, dünya genelindeki özgürlükten, demokrasiden, güçlünün güçsüzü ezdiğinden, sömürdüğünden vs bahsettiniz. Söyledikleriniz tümüyle gerçeklerdi. Gönül isterdi ki Suriye’deki ABD’nin işgalciliğini ve orada nasıl oyunlar oynadığını açıkça anlatmanızdı. Ayrıca daha önce ABD’nin terörist ilan ettikleri bu katillerle birlikte Fırat’ın doğusunu işgal ettiklerini üstüne basa basa anlatmalıydınız. Birleşmiş Milletler’deki konuşmanızda Filistin’i genişçe ele aldınız ve bu haksızlıkların karşısında olduğunuzu ifade ettiniz. Biz ne şanssız bir ülkeyiz! Sayın Cumhurbaşkanı konuşmasında Filistin’e destek veriyor ve o Filistin, Doğu Akdeniz’deki doğalgaz konusunda karşı guruptakilerle bir arada oluyor.