Musul yeni Kerbela olacak mı?
Türkiye’yi yöneten hükümetler 1991 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde coğrafyamızın bir mezhep savaşına doğru çekilmek istendiğini ifade ediyor. Bunu önlemek adına da ellerinden geldiğince...
Türkiye’yi yöneten hükümetler 1991 yılından bu yana istikrarlı bir şekilde coğrafyamızın bir mezhep savaşına doğru çekilmek istendiğini ifade ediyor. Bunu önlemek adına da ellerinden geldiğince çaba sarfediyor.
Bu görüşe katılmayanlar için Çekiç Güç, Irak Savaşı dışında kalmak için reddedilen tezkere, 6 yıl önce başlatılan fakat Suriye savaşı yüzünden ortadan kalkan bölgesel işbirliği çabaları, İran ambargosuna karşı çıkmak gibi yaşanan olayları hatırlatmakta yarar var.
Herkesin mezhepsel veya etnik nedenlerle mülteci seçiciliği yaptığı bir ortamda Türkiye’nin ‘yalnızca insan olmanın yettiği’ni dünyaya gösterdiğini de unutmayalım.
Türk Devleti Ortadoğu politikalarında hiç yanlış yapmadı demek çok iddialı olabilir ancak bu hataları etnik ve mezhepsel kaygılarla yapmadığını söylemek yerinde olur sanırım.
Bugün Musul konusunda göstermiş olduğu endişe de bu yapılanlar yüzünden çok anlamlı hale geliyor. Musul’un IŞİD tarafından ele geçirilmesiyle beraber önümüzdeki dönemin nelere gebe olduğunu bilebilecek kadar tarihi geçmişe sahip bir ülkeyiz.
Bu yaşananlar coğrafyayı, Avrupa’nın geçmişte yaşadığı 100 yıl savaşlarına benzer bir sürece götürebilir. Bütün dinlerin yaşadığı mezhep savaşlarının sonucu ise herkes tarafından bilinmektedir.
**