Anne bak karnem
Zaman geçiverdi. Dün milyonlarca çocuk ve genç öğrenci karne aldı. Kimi çekinerek aldı uzatılan karneyi, kimi coşkuyla. Okuldan çıkıp eve giderken de öyle. Karne kötü ise eve doğru atılan...
Zaman geçiverdi. Dün milyonlarca çocuk ve genç öğrenci karne aldı. Kimi çekinerek aldı uzatılan karneyi, kimi coşkuyla. Okuldan çıkıp eve giderken de öyle. Karne kötü ise eve doğru atılan adımlar geri geri gidiyordu, diğeri ise uçar gibi. Ama neden? Çocuk kötü değil ki, karne kötü. Bir çocuğa neden zehir ediliyor zorunlu eğitim yılları? Anne-babalar neden hiç öğrenci olmamış gibi davranıyorlar. “Bak benim oğlum/kızım takdir aldı” şişinmesinin ömrü kaç dakika? Ve kırık bir not için neden boza pişiriliyor çocuğun ensesinde. Kaç anne-baba çocuğun derslerindeki not hassasiyetini, çocuğun iç dünyasına dönük durumlar için gösteriyor? Çocuk belki de hiç öğrenmek istemediği, belki de bile isteye direnç gösterdiği bir dersin notu sebebiyle neden hemencik bir kötü karneli günah keçisine dönüştürülüveriyor? Her şey okul değil, her şey kırık not değil. Sistem mükemmel çocuk başarısız! Hayır hayır öyle değil.