Batman’da bahar Siirt’te Ulucâmi
Şehre inince latif bir hava ve sıcak bir dost yüzü karşıladı. Batman havaalanından çıkıp, şehrin yeni yüzü ve ana caddesi denebilecek bir bulvardan şehre giderken iki yanda akan ve her şehirde görmenin adeta...
Şehre inince latif bir hava ve sıcak bir dost yüzü karşıladı. Batman havaalanından çıkıp, şehrin yeni yüzü ve ana caddesi denebilecek bir bulvardan şehre giderken iki yanda akan ve her şehirde görmenin adeta bir ‘farz’ olduğu cam kaplama, marka ve avm standartlarının içinden geçtim. Bir okuldaki küçük dostları ziyaret ve hasbihalden sonra şehrin eski merkezine dümen kırdım. Küçük çayhaneler, pratik kebapçılar, iyi tütüncüler ve kaliteli kuruyemişçilerin estetize ettiği ‘normal’ şehir dokusunun içinde birkaç saat geçirdim. Ertesi sabah bir okulda buluştuğumuz ortaokullu dostların ve hocalarının rakik ilgisi bütün yorgunluğumuzu bir daha alıp götürdü. Onlar arasında Bosna’nın Ağıdı isimli bir kitap yazan İslam Şakar isimli genç bir kardeşimin olduğunu görmek, beni ayrıca mutlu etti. Sonrasında ev sahibimiz ve mihmandarımız Veysi Bulut Beyfendiyle rotayı Siirt’e kırdık. Yol boyunca şehrin sosyolojisi, tarihsel arka planı üzerine içine çokça mizah da karışan izahlar dinledim. Siirt, şimdiye kadar görmediğim iki şehrimizden biriydi. Bunda hukukçu Ömer Faruk Sevgili dostumun “şehri beraber gezeceğiz” vaadinin etkisi de var.