Bir Ankara havası
Hafif bir yağmur ve etkili olmaya başlayan soğuğun içinde başlayan Ankara, nereye kadar gidebilirse oraya kadar gitti. Büyümeye başlayan çevre semtler ve ucunu gösteren yeni mimarî, estetik ve sosyal yaşam/avm-geniş kafe...
Hafif bir yağmur ve etkili olmaya başlayan soğuğun içinde başlayan Ankara, nereye kadar gidebilirse oraya kadar gitti. Büyümeye başlayan çevre semtler ve ucunu gösteren yeni mimarî, estetik ve sosyal yaşam/avm-geniş kafe görünümleri içinde boy atan bir yeni kuşak. Ve akşam saatlerinde birazcık sıkışan trafiği kaldıramayan Ankara şoförlerinin asıldıkları kornaların yarattığı kulak rahatsızlıkları. Bazı bürokratik binaların cafcaflı, ışıklı duruşları arkasından süzülen taşra sıkıntısı. Hacı Bayram-ı Velî’de bir kaç nefes almayalım mı? Sonra Yüksel’de genç ve siyasal ve hareketli akışa biraz daha bakmak. Bazı kavşaklardan dönerken Melih Gökçek’i anacağım aklıma gelmezdi. Çinçin yeni değişimlerin eşiğinde yine bildiğimiz Çinçin gibi durmaktaydı. İnşaat ve dönüşüm çalışmaları süren yerlerde iş makinaları garip bir hayvan cesedi gibi algılanmaktaydı uzaktan. Aldırma 657 diyemiyordum. Aldırıyordum.