Bir bahçede olmak ya da olmamak
Yazıyı Aksaray’da şimdi kültür evi olarak düzenlenen Vali Konağı’nın bahçesinde, bir ıhlamur ağacının altında yazıyorum. Konak konak, bahçe de bahçe. Taştan bir konak ve...
Yazıyı Aksaray’da şimdi kültür evi olarak düzenlenen Vali Konağı’nın bahçesinde, bir ıhlamur ağacının altında yazıyorum. Konak konak, bahçe de bahçe. Taştan bir konak ve güllerden, nadir ağaçlardan, kameriyelerden, kokusuyla sarhoş eden ıhlamur ağaçlarından, yemyeşil çimenlerden, çimenlerin üzerine dökülmüş ıhlamur çiçeklerinden mürekkep bir bahçe. Bağdaş kurup yere oturdum ama kendimi epey yüksekte hissediyorum. Dışımda bir dünya var biliyorum. Bu dünyada krizler, savaşlar, acılar, bitmeyen dramlar, haksızlıklar gırla. Ama içimde de bir dünya yok mu? Orayı da mı ıhlamur kokuları, iğde, gül kokuları yerine barutla, kinle, nefretle, bitmeyen tartışmalarla doldurayım? Neyi çözüyoruz neyi bağlıyoruz her gün? Bir an durup içimize bakmadan neyi çözebiliriz? Havanda dövülen sular kuruyup gitmekten bıktı. Akmayan çeşmeler susmaktan acı çekiyor. Her şeyin naber bültenleri için bir fon olma işlevi dışına çıkmaması can yakıyor. Ihlamurlar çiçek açtığı zaman demişti şair ve sonra çekip gitmişti.