Bir İrlandalı
Günler gelip geçerken bizler de bir şeyler bulur ya da kaybederiz. Bulduklarımızın bazıları aradıklarımız değildir, aradıklarımızın bazılarını ise bulamayız...
Bazıları düşünürken, bazıları yaparken, bazıları uyurken bulur. Kayıplar da benzer yöntemler içerir.
Zamanında B. Shaw şöyle demişti: “İnsanların çoğu, dayanılmaz bir güvensizlik ve huzursuzluk duygusundan kendini kurtarabilmek ya da bilinçlerinin, yürürlükte bulunan yasalarla bir çatışmaya girmesini önleyebilmek için hep eski bir kurala sarılırlar: İnandığınızı bulamıyorsanız, bulduğunuza inanın.”
İlk bakışta rahatlatıcı bir etkiye sahip gibi gözükse de cansıkıcı bir uzlaşmadır bu. Neden bulduğuna inanasın? Özellikle inanç alanında ‘yetinme’ duygusu isabetli bir varış noktası olabilir mi?
“İnandığınız gibi yaşamazsanız, yaşadığınız gibi inanmaya başlarsınız” sözünün işaret ettiği anlamın epey dışında bir bakışsızlığa çağırıyor Shaw.
Gerçi bu ‘Huysuz İrlandalı’ yaşarken yazdıklarıyla epey gürültü koparmış ve atsinekleri uçurmuştu. Hususen eğitim, siyaset, kadın/erkek ilişkileri üzerine yazdıkları bugün de bazılarını hop oturup kaldırabilecek sıcaklıkta.