Doğusu
Ne yaparsak bir şeyin doğusunda olmayız? Herkes bir şeyin ebediyyen doğusundadır, konum değiştirmek sonucu değiştirmez. Batı için de durum farksız. Herkes bir yerin batısındadır. Kişisel ve kütlesel...
Ne yaparsak bir şeyin doğusunda olmayız? Herkes bir şeyin ebediyyen doğusundadır, konum değiştirmek sonucu değiştirmez. Batı için de durum farksız. Herkes bir yerin batısındadır. Kişisel ve kütlesel coğrafî konumlanmalar dışında acaba bir şeyin batısında ya da doğusunda olmak özellikle kültürel alanlarda daha mı yoğun, yoksa daha geçirgen ve silik mi? Ağzını açan herkesin her dönem şikayet ettiği “yeni nesil” tartışmalarında batıda olan kim, doğuda olan kim? Tartışan iki neslin bir önceki ve bir sonraki nesillerini de düşünerek cevapladığımızda cevaplar değişebilir. Onbeş nesle bir arada bakabilirsek cevap anlamsızlaşabilir. Şiddetli iletişim sebebiyle herkes her an her yerde olabildiği için artık kimse bir yerde değil. Merkezsiz. Bak, her şey etrafında dönüyor. Ya da şu: Bak, her şeyin etrafında dönüyorum. Klasik paradigmalar; yeni bilişsel dönemde bireylerin kafasında oluşan tekno-anlamsal dünyalarla daha da muhkemleşecek mi, yoksa tuz buz mu olacak? Batı, Kant’ın kategorize ettiği değerleri güncellemeyi başarabilecek mi? Ya da böyle bir ihtiyaç acaba hissedilecek mi? Geçen hafta Strazburg’taki saldırıda hayatını kaybedenlerden biri de Kemal Nakşibendi idi.