Dünün aynısı
Ocak ayının ilk günü akşam sularında havalı bir mekânda yirmili yaşlardaki genç adam yanındaki yaşıtına mızmızlanıyordu: “Ee n’oldu hiçbir şey...
Ocak ayının ilk günü akşam sularında havalı bir mekânda yirmili yaşlardaki genç adam yanındaki yaşıtına mızmızlanıyordu: “Ee n’oldu hiçbir şey değişmedi!” Arkadaşı cevap veriyordu: “Dur kanka, sâkin ol, olur bir şeyler. ” Hep oluyordu bir şeyler. Ancak başka yerlerde başka zamanlarda olan şeylerle o kadar dolu ki kafamız, kendi çapımızda olup bitenler ilgimizi çekemiyor bir türlü. Ya da artık kendi kişisel alanımızda olup bitenleri anlayacak incelikten yoksunuz. Trump’ın toplam iki bin askerini Irak’a transfer için dört ay süre öngörmesinin arkasındaki çapanoğlunun kulak uçlarının gözüktüğünden dem vururken, Taksim’de eğlenen Suriyeli gençler üzerinden yeni bir nefret dalgası oluşturma kepazeliği de hortlayıvermişti. Her şey zaman içinde oluyor. Ve olan şeylerin sadece bir kısmının, ilgimizi çekenlerin ışığı bize ulaşıyor. Çok uzaktaki yıldızların ışıkları gibi. Hüsamettin Arslan’ın vefatı üzerinden tam bir yıl geçivermiş. “Anlam ve İktidar”ı yazacaktı, kim bilir daha başka nelerle birlikte.