Eğitim ve nem
Yaz tatili geçiverdi işte. Dutlar, kirazlar kavun karpuzlar, denizler, yaylalar, sarışın başaklar, rüzgârda kururken havalanan bembeyaz nevresimler arasından geçiverdi. İncir, üzüm çıktı, Ağustos...
Yaz tatili geçiverdi işte. Dutlar, kirazlar kavun karpuzlar, denizler, yaylalar, sarışın başaklar, rüzgârda kururken havalanan bembeyaz nevresimler arasından geçiverdi. İncir, üzüm çıktı, Ağustos böceklerinin bitmeyen şarkısıyla Ağustos geçti. Ve birden okul servislerine zam haberiyle birlikte Eylül’ün, okulun yolları belirdi kamuda. Sonra muhtelif şikayetler duyulmaya başlandı velilerden. Varlıklı ve yüksek miktarda bağış yapan ailelerin çocukları için oluşturulan özel sınıflar, sık sık tekrarlandığı halde velilere kayıt esnasında bağış parası baskısı filan. Ve hemen anladık ki eğitim yılı başlamak üzere. Okullar açılacak ve çiçekli bahçenin yollarında koşulacak. Peki ama bu saydığımız ve saymadığımız başka durumların eğitimle ilgisi ne? Neden aynı gürültü ya da tartışmaları kitapların içeriği ile ilgili olarak hiç yaşamıyoruz? Bir defa da veliler, basın, okur/yazar matematik ya da türkçe kitabının içeriği ile ilgili bir kaygıyı dile getirsin değil mi? Yo yo, hayır dostum. Bütün kitaplar mükemmel, sistem şıkır şıkır işliyor ve çocuklarımız da birer Aynştayn, Mozart, El Cezerî, İbni Sina olarak her düzeyde mezun oluyor.