Felsefe hep genç mi?
Genç felsefeci dostumun okuyup yazdıklarına, yorumlarına bakınca öyle görünüyor. Ramazan Sarısakal’dan ve onun düşünce/sanat/felsefe bahçelerinde yaptığı gezintilerden bahsediyorum.
Felsefe, onunla süreklismeygûl beyinlerden beslendiği için mi gençtir, yoksa bazı beyinler felsefenin sayısız ping pong ve pata küt toplarıyla al takke ver külah antreman yaptıkları için mi gençtir? Yoksa ne o, ne de o mudur? Sayısız bakış arasından kendi bakış bayrağını yükseltmek kolay bir şey değil felsefede. Her şeyden önce insanın o kadar bakış, yorum, reddetme, yok sayma, kerameti kendinden menkul düşünsel tutumlar arasında zihinsel turşuların fıçısı olması işten bile değil. Felsefe ile uğraşmanın sonuçları hakkında birbiriyle muarız iki ana damar mı var, yoksa bana mı öyle geliyor? Her yerden felsefe mi akıyor, yoksa bir felsefeci her yere mi bakıyor?