Gündelik hayat cellatları
Daha çok metropollerde görüyoruz onları. Şehir yok artık. Sokağa adımınızı attığınız andan itibaren karşılaşıyorsunuz, kaçışınız pek yok gibi.
Yürürken ovada yalnız yürüyormuş gibi ellerini kollarını sallaya sallaya geliyorlar, kenara çekilmezseniz kesinlikle tepeleyip geçme kararlılığındalar. Otobüse dolmuşa bindiniz diyelim; telefonla kafa ütüleyenler, yayılarak oturanlar vs. Özel arabanızla gidiyorsanız, daha felaket şeylerle karşılaşmaya hazır olun: Sinyalsiz sağa sola dalmalar, şehir içinde sol şeritten ayrılmayan kamyonlar, otobüsler, önünüzde birden duran, ters yönden gelip siz suçluymuşsunuz gibi hırtlık yapanlar, o lanet kornalarını olur olmaz çalanlar ilh… Ve kendi hakkınıza ilişkin bir tutum almaya kalkıştığınızda levye, sopa, silah…
Neden? Eğitim mi berbat, tam da burada lâzım olan, kuralları ihlâl edeni terbiye edecek devlet mi yok? Her şeyi de devletten beklemeyelim canım, devletin bin türlü derdi var zaten. Peki tamam, nasıl olacak o halde. Bu hır gür cangılı, bu saygısız, hoyrat ve gündelik hayatı zehreden dingillikler içinde mi geçecek bir ömür?