Hukuk
İzleyenler belki hatırlayacaktır, Şeytanın Avukatı adıyla izlediğimiz ve kendi eleştirel mantığı içinde son derece başarılı filmin son sahnesinde kahraman şöyle bir şey söyler:...
İzleyenler belki hatırlayacaktır, Şeytanın Avukatı adıyla izlediğimiz ve kendi eleştirel mantığı içinde son derece başarılı filmin son sahnesinde kahraman şöyle bir şey söyler: “İnsanlığın yeni dini artık hukuktur!” Bu ideal bir hukuk talebini değil, hayatımıza yön veren, belirleyen, sınırlayan karmaşık ve teknik yasalar dizisinin artık geri dönülemez biçimde bizi kuşattığını anlatmaya çalışan bir cümledir. Bu cümle, ilâhî dinlerin vaz ettiği adalet ve merhamet içerikli yaklaşımın dışında; teknik, soğuk, karmaşık, uzman bir hukuk teknisyeni olmadan içinden çıkamayacağınız bir labirent sistemi olan hukuk düzenine dikkat çeker. Benzer bir durum profesyonelleşmiş, endüstrileşmiş uzman ve aygıtlardan oluşan tıp sistemi için de geçerlidir. Adalete ve şifâya ulaşmak artık çok da kolay bir şey değildir. Bir yığın formaliteyi bilmeniz ve aşmanız gerekir. Tam da ihtiyacınız olan bir şeye ulaşmak için harekete geçtiğinizde karşınıza ‘sistem’ çıkar. Haklı olmanız veya acı çekmeniz hiçbir şeye yaramaz. Hak arama bilgi ve usulü için sistem size yardım etmez, siz onun için ayrıca çaba sarfetmek ve profesyonel bir yardım almak zorundasınızdır. Şimdi mesela Amerikan mahkemelerinde görülen Rıza Sarraf davası var. Aynı şahısla ilgili bir mahkeme süreci de İstanbul’da başlatıldı.