İstanbul Hava Limanı’nda susuzluk
Yo yo, pet şişelerde en az % 700 kârla satılan sulardan bahsetmiyorum. Yüksek parayla su her zaman var. Fakat diyelim Londra veya Helsinki hava alanlarında olduğu gibi ücretsiz içilebilir soğuk su imkânı maalesef yok. Soru şu:...
Yo yo, pet şişelerde en az % 700 kârla satılan sulardan bahsetmiyorum. Yüksek parayla su her zaman var. Fakat diyelim Londra veya Helsinki hava alanlarında olduğu gibi ücretsiz içilebilir soğuk su imkânı maalesef yok. Soru şu: Neden yok? Dünyanın en büyük hava limanında isteyen elbette fahiş fiyat ödeyerek suyunu alsın içsin. Ama insanlık, havadan sonraki temel ihtiyacı olan su konusunda bu kadar mı çaresiz bırakılır? Ağzını açan muhafazakâr siyaset esnafı ecdad ecdad deyip durmakta. Bu mudur ecdada varis olmak? Bu şehr-i İstanbul ki su medeniyeti konusunda eline su dökecek şehir az bulunur idi. Şimdi arayınız ki içilebilirden vazgeçtik, akan çeşme dahi görmek nerdeyse rüya olacak. O çeşmeler, sebiller, selsebiller, meydan çeşmeleri, su kemerleri, sarnıçlar şehrinin düştüğü duruma bak. Bak da Üstad Sezai Karakoç’un “Gözyaşısız Ağlıyor Çeşmeler” başlıklı seçim bildirisini/ hüzün destanını bir daha oku ey kârî. Su hayatın kaynağı, temeli, vazgeçilmezi şu bu… Çeşmelerin kitabesini okuyacak kadar ‘türkçe’ biliyorsanız, o kitabelerde su ile ilgili ayetleri, beyitleri, şiirleri, duaları ve su etrafında inşâ edilmiş bir edebiyatı görebilirsiniz.