Karneler tatiller çocuklar
Her çocuk sevinir tatile, karnesi kırık olsa da. Son dersin zili çaldığında neşeli haykırışlarla terk edilir sınıflar. Tatil, kaç günlük olursa olsun hep dört gözle beklenir. Artık...
Her çocuk sevinir tatile, karnesi kırık olsa da. Son dersin zili çaldığında neşeli haykırışlarla terk edilir sınıflar. Tatil, kaç günlük olursa olsun hep dört gözle beklenir. Artık sınıfta kalmanın nerdeyse imkânsız olduğu bir sistemde bile, okul dışındaki göreceli hürriyet havası hep câzip geliyor, çocuklara da gençlere de. Okullar sevilmiyor mu, yanlış olan ne? Bilmenin, öğrenmenin çoğul sevincini veremiyor muyuz çocuklara? Yoksa öğretmenin sevincinden yoksun eğitimcilere mi eğilmeli uzun uzun? Özellikle anneleri bir huzursuzluk mu alıyor çocuklar evde olunca? Okul, sonsuz soruların merkezindeki çocuğu kışkışlayacak bir mekân olarak mı görülüyor? Okula giden bir çocukla, herhangi bir sebeple gidemeyen çocukların ruh sağlığını neden kimseler ölçüp kıyaslamıyor? Herkesi şaşırtacak sürpriz veriler mi çıkar acaba bu kıyaslamadan? Hayır hayır, eğitim düşmanı değilim. Yalnızca eğitimin tek boyutlu icrasından başka kuş tanımayan bakışı reddediyorum. Onlarca eğitim/öğretim yöntemi var, ama birine mecbursunuz. Okul dışına çıkınca sağlıklı/sağlıksız alternatifler cirit atıyor. Türkiye dışına çıkınca da öyle. Çocuklar okullarda sıkılıyor, temel gerçek bu.