Kısa kısa
Şehre geçen yıl yağmayan kar, bu yıl da hâlâ yağmış değil. Ankara öyle olmadı, Ankaralılar ve daha başka bir çok şehir şimdiden kara doydu. Kayseri’deki başıboş...
Şehre geçen yıl yağmayan kar, bu yıl da hâlâ yağmış değil. Ankara öyle olmadı, Ankaralılar ve daha başka bir çok şehir şimdiden kara doydu. Kayseri’deki başıboş köpeklerin bir çocuğa saldırıp parçalaması trajik bir haber olarak gündeme düştü. İzahı gayr-ı kâbil. Amerika, nereden bulduysa bir sürü ip buldu ve şimdi Suriye’den çıkmama konusunda bu iplere her gün un sermekle meşgul. Geçtiğimiz hafta biraz psikolojik goller/operasyonlar haftası gibiydi. Ayasofya/bale, poşet, futbol kulübü borçlarının bir kamu bankası tarafından ödeneceği haberleri, kıyma olmayan kıyma vs…Azalmaz, artar. Hüsrev Hatemi Hocamız Ayasofya’daki densizlikten sonra hoş bir teklif yaptı: “Kamuya ait her spor salonu ayrı ayrı olmak üzere yılda bir defa ve sadece 20 dakika; 1- Bale figürü yapmak isteyene, 2- Müziksiz kolbastı, müziksiz horon, 3- Müziksiz halaya ayrılmalı. Kurt dökmeğe fırsat vermek de hayırlıdır. Kierkegaard, kendi tutturduğu derin yolda yürürken zorlu muhasebelerden sonra bugün de değerini yitirmeyen kimi sonuçlara ulaşmıştı.