Şehirdeki gölgesiz iyilik
Sabahın erken saatleriydi. Şehrin uyumayan akışkanlığında caddelerde tek tük arabalar oraya buraya gidiyor, o gece uyuyup uyumadığı belli olmayan ve silüeti yavaş yavaş seçilmeye başlayan bazı insanlar...
Sabahın erken saatleriydi. Şehrin uyumayan akışkanlığında caddelerde tek tük arabalar oraya buraya gidiyor, o gece uyuyup uyumadığı belli olmayan ve silüeti yavaş yavaş seçilmeye başlayan bazı insanlar gecenin artık sönen karanlığının içinde yürüyerek şehri kımıldatıyordu. Bazı işyerlerine ekmek ve sebze meyve servislerini yapan elemanlar, her gün çıkan gazeteleri balyayla bayilerin kapısına bırakan görevliler, süt dağıtım kamyonetlerinin orada burada yanan farları, bazı okul servislerinin içindeki uykulu çocuk başları arasından geçip Fatih Câmii’nin caddeye uzanan merdivenlerinden çıkarken insanlık için şaşırtıcı ama Fatih için olağan bir görüntüyle karşılaştım: Yaşlı bir amca elindeki poşetten kediler için hazırladığı yiyecekleri çıkartıp etrafını saran onlarca kediye bir şafak ziyafeti çekiyordu. Câminin avlusunda her renk ve yaştan bir kedi meşheri hafif mırlamalarla vücut bulmuş, bir orkestra şefi gibi elindeki poşetten çıkardığı yiyecekleri atan adamı izliyorlar; bazan o tarafa bazan bu tarafa keyifle sallanan kuyruklarıyla havaya hafif titreşimler bırakıyorlardı. Yaşlı ve müşfik amcanın adaletli el kol hareketleri hiçbir kediyi es geçmeyen bir dikkatle, aydınlanmaya başlayan avluya hareketli anlık merhamet heykelleri konduruyordu. Sabahın o saatinde görülen bu İslamî hareket (Dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir müslümanın yaptığı herhangi bir hareket İslamî harekettir), gün içinde farklı amca ya da teyzeler tarafından câminin dört tarafını çeviren geniş avluda yaşayan yüzlerce kedi için farklı noktalarda defalarca tekrar eden ve bu belki de yüzlerce yıldır devam eden bir gelenek. Trump bunu bilse ne olacak, bilmese ne olacak. Fatih Camii’nde her sabah namazından sonra güneşten hemen önce yükselen Fetih Suresi de, her sabah insan gönüllerine serpilen başka bir müjde değil miydi? Çiçekler açar insanlar için her sabah. Biz görsek de görmesek de. Sebzehor Lokantası Ahmet Hâşim Avrupa’da geçen günlerini anlattığı yazılarında kimi gözlemler aktarır.