Sınırlar

Geçmiş gün, kahvede oturup sohbet ediyorduk. Arifândan bir üstadımız buyurdular ki “toprağın altında sınır yok, pasaport yok, bayraklar yok, onunçün işinize bakın!. ” Kahvede bir sessizlik olmuş...

Geçmiş gün, kahvede oturup sohbet ediyorduk. Arifândan bir üstadımız buyurdular ki “toprağın altında sınır yok, pasaport yok, bayraklar yok, onunçün işinize bakın!. ” Kahvede bir sessizlik olmuş, kimse de bir şey dememişti. Sınırların sınırı yok maşallah. Her şeyde bir hudut, bir ölçü, bir muvazene. Tabii ki bunun endişesini hissedene, yoksa mâlum aynı zamanda bir hadsizlikler dünyasında yaşıyoruz ve ağır sonuçları da ortada. İsmet Özel’in bir cümlesini okudum iki gün önce. Şöyle diyordu: “Meselâ ‘Sınır Tanımayan Şairler’ olabilir mi? Bu soru ciddi bir soru bence. Tabii bu sorunun cevabı menfî. Yani ‘Sınır Tanımayan Şairler’ olmaz.

YAZININ DEVAMI
ÇOK OKUNAN YAZARLAR
YAZARIN DİĞER YAZILARI
Bir kalp durdu 02 Nisan 2020 | 110 Okunma İçerisi/dışarısı 28 Mart 2020 | 752 Okunma Bir çocuktan birkaç post çıkarmak 22 Şubat 2020 | 359 Okunma Okulda havlayan bir Fındık 20 Şubat 2020 | 228 Okunma Şifreler deşifreler 18 Şubat 2020 | 207 Okunma
TÜM YAZILARI
Yorumlar