Türkiye muhibbi bir entelektüeli kaybett
Hüsamettin Arslan 2 Ocak’ta 61yaşında Rahmet-i Rahman’a ilticâ etti. Epistemik Cemaat isimli şık ve cesur tezini hepimizin gözü önünde ‘Medrese’de yazmıştı. O çayları içe içe, o...
Hüsamettin Arslan 2 Ocak’ta 61yaşında Rahmet-i Rahman’a ilticâ etti. Epistemik Cemaat isimli şık ve cesur tezini hepimizin gözü önünde ‘Medrese’de yazmıştı. O çayları içe içe, o sigaraları çeke çeke, o büyük yalnızlığına bata çıka. Konuşması net ve ilgi çekici, savunduğu ve reddettiği alanlar berrak, seçtiği kelimeler muhkem ve zarif, cümleleri keskin ve muknî idi. Bazan kendisini konuşmanın, -biz de onu dinlemenin- büyüsüne kaptırır, fakat onun birden bir efekt gibi savurduğu ve teori mi, espri mi olduğunu bir dakika sonra anlayacağımız kahkahalı bir teneffüscük ile yeniden gerçekliğin dünyasına döner, çaylarımızı tazeleyen garsonu fark ederdik. Aynı mahallede, Sultanahmet’te oturduk yıllarca. Kendisiyle aynı üniversiteden Feridun Yılmaz Hocamızın da katıldığı Sıfır Noktası isimli haftada bir yayınlanan bir sohbet programı yapmıştık TRT için. İlkini Alay Köşkü’nde yaptığımız programda insanın anlamından ve Ortadoğu’dan yola çıkmıştık. Ortadoğu için unutamadığım bir tanım vermişti Hüsamettin Hoca: “Nerede Kur’an-ı Kerim okunuyorsa orası Ortadoğudur. ” Hoca’nın her birini bir yüksek lisans dersi gibi gördüğü bu programlar 39 hafta devam etti.