Okuma Karnemiz Feci
Bunun birçok sebepleri var. Seçilen yer alabildiğine kuytu ve sapa idi. Yanı başında da ramazan şenliklerinin yapılıyor olması da bir sebep....
Bunun birçok sebepleri var. Seçilen yer alabildiğine kuytu ve sapa idi. Yanı başında da ramazan şenliklerinin yapılıyor olması da bir sebep. Çünkü eğlence, insanı cezbediyor ve insanlar eğlence yerlerinde mahşeri kalabalıklar oluştururken, kitap fuarına dönüp bakan çok az insan vardı. Yeterince tanıtım ve reklam yapılmaması, başka bir sebep…
Evet, bunun gibi birçok sebep sıralanabilir. Ancak asıl mesele, insanımızla kitap ve okuma arasına giren mesafedir. İnsanımız okumuyor, araştırmıyor, düşünmüyor… geçici haz ve zevklere büyük masraflar yatırırken, okuma ve araştırmaya gelince yok. TÜİK in verilerine göre kitap, Türkiye insanı için 235. Sırada yer alıyormuş. Yani Türkiye'de kitap, çiğnenen bir çiklet, atıştırılan bir çekirdek kadar bile değerli değil…
Peki, biz nasıl bu hale geldik.
Değil mi ki, iman ettiğimiz kitabımızın ilk inen ayeti OKU emriyle başlıyor. İlk beş ayet içinde bu emri iki defa tekrar ediyor. Allah (cc) ın insan bilmediğini kalemle öğrettiğini ifade ile ilim, bilim, teknoloji ve ilerlemenin okuma yazmayla mümkün olduğuna vurgu yapıyor. Ve nice ayet ve hadislerde ilme vurgu yapılır, alimin kadri yüceltilir.
124 bin peygamber, insanlığı ilim ve bilim öğretmek üzere gönderilmişlerdir. Onların görevlerini bihakkın yerine getirmişlerdir. Onlardan sonra sayısını bilemeyeceğimiz kadar çok sahabe, havari, onların tabiini olanlar, aynı görevi yapmışlardır. Peki, halka nerede koptu ve nasıl bu kadar okumaya, kitaba ve ilme yabancılaştık.
Şimdi şu veriler üzerinde hep beraber düşünelim.