Anayasso, Anayasso!
Bu satırları yazarken Anayasa değişikliği paketinin iki maddesi TBMM’den geçmişti. Sırasıyla bütün maddeler oylanıyor. Anayasa değişiyor ama milletin henüz ne olup bittiğinden haberi yok. Hangi madde ne...
Bu satırları yazarken Anayasa değişikliği paketinin iki maddesi TBMM’den geçmişti. Sırasıyla bütün maddeler oylanıyor. Anayasa değişiyor ama milletin henüz ne olup bittiğinden haberi yok. Hangi madde ne getiriyor, ne götürüyor halkın pek bilgisi yok.
Çünkü halkın temel sorunları geçim, terör ve işsizlik olarak sıralanıyor. Vatandaş, ülkenin temel sorunları arasına Anayasa değişikliğini ilk 10 madde arasında bile sokmuyor.
Her gün bir şehrinde terörist saldırılara maruz kalan bir halkın “Anayasayı değiştirelim de rahat edelim diye bir sevinç duyması mümkün değil.
Ya da eve ekmek götüremeyen bir vatandaşın “Anayasa değişsin de rahat edelim” diye bir umuda kapılması mümkün değil.
Keşke bütün halkın sahiplendiği ve vatandaşın geleceğe dair büyük umutlar duyduğu bir zeminde Anaysa değişikliği oylanabilseydi.
Ne böyle bir zemin, ne böyle bir ortam, böyle bir umut var.
Her gün sokaktayım ve her gün vatandaşın nabzını tutuyorum ama henüz “Anayasada hangi maddenin kalkacağını yerine hangi maddenin geleceğini” bilen bir kişiye rastlamadım.
Ülkenin geleceğini belirleyecek olan bir Anayasa değişikliğine böylesine uzak bir toplumsal zemine sahip olmamız üzüntü verici.
Aklımıza ister istemez, Şemsi Belli’nin, Doğu’nun sert ikliminden Ankara’ya giden feryadını anlatan Anayasso şiiri geliyor. Şemsi Belli’nin şiirindeki “Hasso” için Ankara demek “Anayasso” demektir. Hatırlatalım mı iki kıtasını: