Atatürk’e sığının!
Katar ile komşuları arasında yaşanan krizde Türkiye’nin ortaya koyduğu politika bir mağdurun yanında olmaktan mı kaynaklanıyor, yoksa Türk dış politikasının gereği olan bir menfaat ilişkisi...
Katar ile komşuları arasında yaşanan krizde Türkiye’nin ortaya koyduğu politika bir mağdurun yanında olmaktan mı kaynaklanıyor, yoksa Türk dış politikasının gereği olan bir menfaat ilişkisi bağlamından mı?
Öyle ya koskoca bir İslam ülkesi tecrit edildi, aç susuz bırakıldı, buna göz mü yumsaydık diyenler var.
İyi de apar topar Türk askerini Katar’a gönderip üstelik bölgenin güvenliğini sağlamak gibi ütopik laflar üretmenin, Katar’ın susuz-gıdasız bırakılmasıyla ilgisi ne?
Arap coğrafyasını ısrarla ve sürekli karıştıran elin, o bölgede huzuru ve istikrarın olmamasını istediği açık.
Dün Suriye’ye karşı birlik olup, onlarca terör örgütünü destekleyenler bugün namluyu bir birine çevirmiş durumda. Bir birlerine “Vay seni gidi terör destekçisi!” diye hakaret etmedeler.
Bir taraftan ülkesinde Ortadoğu’nun en büyük askeri üssünü Amerika’ya tahsis eden ve bu üsten kalkan savaş uçaklarının Müslümanların üzerine bomba yağdırmasına izin veren bir ülkenin diğer taraftan İran’a kuyruk sallamasını reel bir dış politika gerçekliği içinde açıklayamazsınız.
Böyle bir ülkeye asker göndererek olası bir savaşta askerleriniz savaşın tam ortasında bırakmanın da akılla mantıkla bir izahını yapamazsınız.
Bütün bu olayların tek sebebi var:
Atatürk’ün dış politika çizgisinden
uzaklaşmak.
Atatürk’ü ve onun engin deneyiminin ve “savaş tecrübesinin” ortaya koyduğu “yurtta sulh cihanda sulh” ilkesini küçümser bir tavrın sonu bizi Irak’ta, Suriye’de, Katar’da batak üstüne batağa sürüklüyor.