Avrupa düşmanlığı samimi mi?
Hükümetin AB yolculuğunda Brüksel aşkına dair ortaya saçılan haberler onlarca kitaba konu olacak kadar kabarıktır. Bugün, “Kahrolsun AB! Sen kimsin! Gerekirse kendimize yeni bir yön çizeriz” diye bağıranlar...
Hükümetin AB yolculuğunda Brüksel aşkına dair ortaya saçılan haberler onlarca kitaba konu olacak kadar kabarıktır. Bugün, “Kahrolsun AB! Sen kimsin! Gerekirse kendimize yeni bir yön çizeriz” diye bağıranlar, takın tarihin arşivinden “Avrupa ile Katolik nikâhı kıydık” sözlerinin bir Batı orkestrasında çalınan bestesinin acı terennümünü kulaklarımıza fısıldıyor.
Ve daha neler neler fısıldanıyor: Roma’daki Conservatori Sarayı’nda ve Papa 10. Innocent’in heykelinin önünde, 25 Avrupa ülkesi lideri ile birlikte AB Anayasasına atılan imzalar, Bu imzadan sonra Woodrow Wilson, Chatham Hause, Aziz Havari Andrew gibi örgüt ve tarikatlardan Türk yöneticilerine verilen liyakat nişanları, Haçlı Seferlerine dizdiğimiz övgüler, Avrupa ülkelerinde yaşayan Türk vatandaşlarımıza “bulunduğunuz ülkeye entegre olun” diye yapılan konuşmalar, Medeniyetler İttifakı toplantılarında Avrupa’nın sömürge kültürüne düzülen övgüler, "AB’ye üye olacağız" diye domuz etini serbest bırakmalar, zinayı suç olmaktan çıkarmalar, Brüksel emretti diye çıkardığımız onlarca yasa, yönetmelik ve kararnameler, “Biz AB’ye aidiz, kimse bizi bu yoldan döndüremez” diye atılan nutuklar, kulaklarımızda çınlıyor.
Şimdi ise Avrupa en büyük düşman en tehlikeli müttefik oldu.