Davutoğlu gidici mi?
Birkaç günden beri herkes bu soruyu soruyor: “Davutoğlu gidici mi? Erdoğan, Davutoğlu’nun ipini çekti mi?” Aslında bu sorunun cevabını önceki günkü konuşmasında şöyle verdi Başbakan:...
Birkaç günden beri herkes bu soruyu soruyor: “Davutoğlu gidici mi? Erdoğan, Davutoğlu’nun ipini çekti mi?” Aslında bu sorunun cevabını önceki günkü konuşmasında şöyle verdi Başbakan: “Bu dava için gerekirse makam, mevkii ve nefsimi ayaklarımın altına alırım, hiçbir makam için bu kutlu davadaki hiçbir arkadaşımın kalbini kırmam, bu ak yürekli kadroların üzülmesine izin vermem. Herkes imtihandadır. Sağ ve sol omzumuzda dosya tutanlara bakarız. Onlar hakkı yazsın, gerisi ne yazarsa yazsın. Kim ne yazarsa yazsın, önce bu iki dosya yazıcıya bak.”
Bu konuşmadan anlaşıldığına göre Davutoğlu ‘çoktan kararını verdi.’ Hatta “istifa mektubunu Erdoğan’a sundu” iddialarına bile inanabilirsiniz. “Makam uğruna hiçbir arkadaşımı üzmem” diyerek hangi makamı ve hangi arkadaşı kastettiği de açık!
“Sağ ve sol omzundaki” meleklere vereceği hesabı düşünen bir Başbakan’ın bu iman muhasebesi, Ortadoğu’da dökülen yüz binlerce masum Müslümanın kanı hakkında kendisine sorulması muhtemel (hatta kesin!) olan sorulara da vereceği cevabın hazırlığı içinde olması gerektiğini hatırlatır umarım.
Bu iktidar kavgasında ve büyük bir telaş ve aceleyle düşünülen yeni siyasi organizasyonda asıl konu Türkiye’nin Ortadoğu politikaları.
Ne alaka diyeceksiniz, açıklayalım:
Bir taraftan Suriye’de batağa saplanmış bir ülke; IŞİD’in şehirlerimizi ve askeri hedeflerimizi vurmaya başladığı bir ülke, diğer taraftan PKK’nın içerde, PYD’nin dışarıda Türkiye’yi perişan ettiği bir çatışma ve kaos ortamı.
Ve bütün bunlara karşı birkaç obüsle nerede olduğu belirsiz IŞİD hedeflerini vurmaya çalışan bir Türkiye.
Suriye’de adım atamıyoruz, Rusya krizinden dolayı elimiz kolumuz bağlı, Mısır’la bunalım devam ediyor.
Türkiye bütün bu “dehşet tablosunun”, terörden ekonomiye ülkeye vurduğu ağır darbeyi artık kaldırabilecek durumda değil.
Ve bütün bunların sorumlusunun “5-6 ayda Halep’i alırız, Esad da gider” diyerek Erdoğan’ı yanıltan(!) Davutoğlu olduğu ve bundan dolayı da ipinin çekilerek yerine “komşularla bozulan ilişkileri” düzeltecek yeni, kullanışlı ve taze bir isim lazım.
Yeni isim, yeni bir dönem olarak düşünülüyor.