Emperyalizmin planı değişmedi
Türkiye’nin son günlerde birçok Avrupa ülkesi ile yaşadığı gergin ve kavgalı süreci Türk Batılılaşmasından ayrı tutamayız. Olay sadece Türk siyasetçilere Avrupa ülkelerinde konuşma...
Türkiye’nin son günlerde birçok Avrupa ülkesi ile yaşadığı gergin ve kavgalı süreci Türk Batılılaşmasından ayrı tutamayız. Olay sadece Türk siyasetçilere Avrupa ülkelerinde konuşma, toplantı, miting yaptırmama meselesi değildir, kökleri Tanzimat Fermanı’na uzanan sahte Batılılaşma serüvenin yüzümüze yumruk gibi vuran acı sonucudur.
1839’da Gülhane Parkı’nda okunan ve Osmanlı’daki bilhassa azınlıklara hak ve hürriyet getiren, Osmanlı’yı özgürlükler ülkesi(!) yapacak olan Tanzimat Fermanı aslında adı üstünde “tanzim” etme planıydı.
Osmanlı’yı ağır borçlar altına sokacak olan bu reform sürecinden sonra 1856’da Islahat Fermanı önümüze konulacak devletin “ıslah olması” için yine “özünde” azınlıklara daha çok özgürlük verilmesini öngörüyordu.
Batının Osmanlı’yı “tanzim” etme ve “ıslah” etme çabaları başarıya ulaşacak ve Balkanlarda başlayan isyanlar dalga dalga yayılacaktı.
Bulgarlar, Sırplar, Yunanlar, Karadağlılar, Makedonlar Osmanlı’ya silah çekecek, güzelim Rumeli toprakları bir bir elimizden çıkacaktı. Bir zamanlar valiyle yönettiğimiz Bulgarların, gizliden gizliye ordu kurduğundan bile haberdar olmayan Osmanlı istihbaratı, Bulgar ordusunun, koskoca Osmanlı’yı önüne katarak Çatalca önlerine kadar kovalaması tarih sayfalarındaki utanç verici yerini almıştır.
Batının bu kalleş ve Bizans oyunlarıyla dolu yüzünü çok iyi bilen Atatürk ve arkadaşları, o kanlı emperyalistlerden kurtardıkları topraklar üzerine inşa ettikleri Türkiye Cumhuriyeti devletini, mümkün mertebe Batıdan uzak tutacak siyasi argümanlar ortaya koymuşlardır.