Modern Duyun-u Umumiye kapıda
Emperyalizm yine tütüne el attı. Emperyalizm yine “bu topraklarda benim cigaram tüter” diyerek tütün üreticisinin gelirine el koydu. Aslında bu el koyma, Amerika’nın Kemal Derviş’in çantasına koyduğu 15...
Emperyalizm yine tütüne el attı. Emperyalizm yine “bu topraklarda benim cigaram tüter” diyerek tütün üreticisinin gelirine el koydu. Aslında bu el koyma, Amerika’nın Kemal Derviş’in çantasına koyduğu 15 yasadan biri olan Tütün Yasası’nın 9 Ocak 2002’de yürürlüğe girmesiyle başladı. Bu yasa ile Türkiye’de tütün ekim alanları daraltıldı, tütün ekimi, satışı ve ticareti yabancı kartellerin eline bırakıldı. Devlet adım adım tütün piyasasından çekildi. Tekel, “babalar gibi satıldı.” 300-400 bin olan tütün üretimi 50-60 bin tona düştü. Dolayısıyla tütün mamulleri ithalatı patladı. Türk vatandaşı içtiği sigara paketinin de üzerinde yazdığı gibi parasını kendi köylüsünün değil, “Virjinya köylüsünün” cebine katarmış oldu. Ya da İzmir Torbalı’da üretim yapan yabancı sigara fabrikalarının Yunanistan’dan TIR’lar dolusu tütün getirmesi örneğinde olduğu gibi parasını Yunan köylüsünün cebine aktarmış oldu. Ayranda bile “milli içki” hamaseti yapanların milli tarıma böylesine bir emperyal darbe vurmasını anlayamamışken bir darbe daha geldi. Geçen hafta Meclis’e gönderilen Torba Yasa’da kıyılmış tütüne yasak getiren bir madde çıktı karşımıza. Bütün yasaklara ve baskılara rağmen tütün üretimine devam eden ve kıyılmış tütün piyasasına ürün veren Türk köylüleri bu defa yeni bir yasakla karşı karşıya geldi. Bu yasa ile yaprak sigara kâğıdına kıyılmış tütün konularak içilmesi, satılması, nakledilmesine 3 yıldan 6 aya kadar hapis ve nakleden veya bulunduranlara 50 bin liraya kadar para cezası getiriliyor. Kanunda bu yasaya gerekçe olarak daha önce AB uyum yasaları sürecinde “AB’den gelen direktifler olarak” açıklanıyor. AB’den gelen direktiflerle Türk tütününe ve tarımına hançer saplama olayı bize ister istemez Duyun-u Umumiye’yi hatırlatıyor.