Neden korkuyorsunuz beyler?
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınması olayı sonrası ilk yapılan icraat, basına yayın yasağı getirmek oldu. Ardından şehit savcının otopsi raporunun yayınlanmasına yayın yasağı...
Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın rehin alınması olayı sonrası ilk yapılan icraat, basına yayın yasağı getirmek oldu. Ardından şehit savcının otopsi raporunun yayınlanmasına yayın yasağı geldi. Savcının vücudunda 10 mermi girişi olduğuna dair doktor raporunu yayınlayan medya kuruluşları tehdit edildi. Teröristlerin, savcının başına silah dayamış haldeki fotoğrafını yayınlayan gazeteler hakarete uğradı. Bu gazetelerin muhabirleri cenaze alanına alınmadı.
Oysa savcının alnına silah dayanmış haldeki fotoğrafını yayınlayan gazeteler değil, Türkiye’yi “savcıların alnına silah dayanır hale” getirmiş politikacılar asıl suçlu idi.
Cenaze alanına alınmaması gereken varsa, o fotoğrafı yayınlayanlar değil, rehine ile birlikte 3 kişinin olduğu bir odada bulunan herkesi öldüren polisi ‘tebrik’ eden zihniyet olsa gerek.
“İnsanı yaşat ki devlet yaşasın” diyen Şeyh Edebali’nin yeşerttiği devlet felsefesini “insanı öldür ki ‘koltuk’ yaşasın” haline dönüştüren her kimler ise, cenaze merasimine alınmaması gereken onlar olmalıydı.