Siyasetin feleği şaştı
7 Haziran seçimlerinden beri, ortaya çıkan vahim siyasi krize rağmen, Türkiye’nin nasıl kurtulacağını değil, Türkiye’yi bu hale getirenlerin nasıl ‘kendini kurtaracağını’ konuşuyoruz....
7 Haziran seçimlerinden beri, ortaya çıkan vahim siyasi krize rağmen, Türkiye’nin nasıl kurtulacağını değil, Türkiye’yi bu hale getirenlerin nasıl ‘kendini kurtaracağını’ konuşuyoruz. Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ve ekonomik tablonun hiç önemi yok bazılarının gözünde. ‘Bir avuç insanın’, bu hasarlı yapıdan nasıl zararsız çıkarız diye yaptığı derin hesapların kurbanı olduk milletçe.
Seçim üstüne seçim, oyun üstüne oyun, yalan üstüne yalan, Güneş Moteli ‘ne benzer boyutta siyasi transferler ve ayak oyunları Ankara’nın her yanını sardı.
Türk milliyetçiliğinin en büyük hasmı olanlar Alparslan Türkeş’in kabrinde esas duruşta durmaya başladılar.
Saray’ın israf ve din istismarını sürekli dile getirenler, “Hz. Muhammed bugün yaşasaydı o da saraya giderdi” deme noktasına geldiler.
Erdem, ahde vefa, söze sadakat, ilkelere bağlılık siyasetin koridorlarından çoktan uzaklaştı ama ortalığın kana ‘bulandırıldığı’ şu atmosferde, hem kan üzerinden hem din üzerinden bu kadar siyasi rant devşirilmek isteneceği aklımıza gelmezdi.
Oysa Türkiye adım adım kara bir tablonun girdabına girerken, adım adım dünyada şaşkınlıkla izlenen bir ülke haline gelmişken ve dışlanma riski ile karşı karşıya kalırken biz hala lay lay lom havası içindeyiz.