Tuğrul Türkeş olayı
Başbakan Davutoğlu, kurmakla görevlendirildiği seçim hükümetinde muhalefet parti milletvekillerine de teklif götürdü. Anayasaya göre teklifin vekillere değil partilerin tüzel kişiliklerine yapılması gerektiği...
Başbakan Davutoğlu, kurmakla görevlendirildiği seçim hükümetinde muhalefet parti milletvekillerine de teklif götürdü. Anayasaya göre teklifin vekillere değil partilerin tüzel kişiliklerine yapılması gerektiği tartışmalarına rağmen sonuçlar hızlı bir şekilde alındı.
Kendisine getirilen teklifi kabul eden Tuğrul Türkeş, MHP’de büyük bir sarsıntı meydana getirdi.
MHP’liler böyle bir durum beklemiyorlardı ‘havasını’ yayıyorlar. (Aslında basbayağı da bekliyorlardı!) Türkeş’i ihanetle suçluyorlar. “Hesabını verecek” tehditleri havada uçuşuyor.
Kimileri “paraya kendini sattı, siyasi ikbali uğruna AKP’ye geçecek, satılmış dönek!” diye taarruza geçiyor. Türkeş ise “devlet hükümetsiz kaldı, mecburen kabul ettim” diyor.
İhanet suçlamasıyla, devlete sahip çıkma savunması arasında 1 Kasım seçimlerine doğru doludizgin gidiyoruz.
Bugüne kadar MHP’nin siyasi söylem ve propagandalarının AKP ile sanki gizli bir anlaşma yapmış gibi bir havada gittiğini, pek çok olayda AKP’ye can simidi gibi kurtarıcı olduğunu hep birlikte seyrettiğimiz Türkiye siyasetinde, Türkeş’in bakanlığı kabul etmesinde şaşılacak bir durum yok.
Hatta Sabah yazarı Hıncal Uluç, Türkeş’in bu kararını ayakta alkışladı.
Şöyle dedi yazısında: