AB'ye imaj çıkarması
ALMANYA’yla yaşanan gerilimin bu ülkede yapılacak seçime odaklı olduğunu varsayan yanılır. Bu görüş hem Türkiye, hem de Alman hükümetinin etkin isimlerine ait. Her iki kesimle samimi sohbet etme olanağı...
ALMANYA’yla yaşanan gerilimin bu ülkede yapılacak seçime odaklı olduğunu varsayan yanılır.
Bu görüş hem Türkiye, hem de Alman hükümetinin etkin isimlerine ait.
Her iki kesimle samimi sohbet etme olanağı buldum; adlarını yazmamı istemediler.
Anladığım şu ki, Türk hükümeti gerilimden hoşnut değil.
Ancak Alman tarafı için aynı şeyi söyleyemeyeceğim; konunun hükümet sorununu aşıp devlet meselesi haline geldiği inancındalar.
“Sürdürülebilir mi?” dedim, “Eğer Erdoğan, AB normlarına dönerse evet, ama devam ederse tırmanışı da devam eder” yanıtını verdiler.
Görünen o ki, “Türkiye’nin AB tam üyeliğine karşı çıkan Merkel de bu gerilimden hoşnut...”
Süreci, politikası doğrultusunda avantaja çevirmekte kararlı.
Türkiye’yle müzakere sürecini bitirmek için 28 üyenin oyu gerektiğinden, daha az sayıyla karar verilen “süresiz askıya alma” yoluna gitmekte kararlı.
AB zirvesinde, “Türkiye’nin özgürlük, demokrasi, insan haklarına saygı ilkelerini ciddi şekilde ihlal ettiği gerekçesini” öne süreceği belirtiliyor.
AB ile imzalanan 2005 tarihli Müzakere Çerçeve Belgesi’nin 5. maddesini gerekçe gösterip, “Türkiye’yle müzakerelerin süresiz olarak askıya alınmasını” istiyor.
AB mevzuatı da müzakereleri askıya almak için 28 ülke yerine, “AB vatandaşlarının % 65’ini temsil eden 16 ülkenin oyunu yeterli” sayıyor.
İHTİYAÇ İKİ YÖNLÜ
Ankara durumun farkında...
“Merkel bu sayıyı bulabilir mi?” sorusuna “Evet” yanıtı eşlik ediyor.
Bunun yaratacağı sonuçların etkileri de bugünden hesaplanıyor: