Büyük koalisyon hem de hemen
Doğu Akdeniz çanağını zapturap altına almış bir gerçek var. Buna ister din odaklı terör, ister İslam iç savaşı deyin... Her gün yeni bir felakete neden olan bu belanın bugünden yarına son bulma...
Doğu Akdeniz çanağını zapturap altına almış bir gerçek var.
Buna ister din odaklı terör, ister İslam iç savaşı deyin...
Her gün yeni bir felakete neden olan bu belanın bugünden yarına son bulma olanağı olmadığı gibi nasıl sonlanacağını da bilen yok...
Çünkü devlet yönetimlerinin boşalttığı veya zorla boşalttırıldığı alanlara yerleşti, bazı ülkelerde de onun yerine geçti...
Eğer dibinizde böyle bir savaş sürüyorsa ve halkınızın %90’ı da Müslüman ise sizin bundan etkilenmeniz kaçınılmazdır.
Öyle ki gelişini önceden görür, bundan dolayı nuktunuz tutulur, gerçekleşmemesi için yüreğiniz yalvarır.
Ancak engelleyemezsiniz.
Tıpkı dün Suruç’ta yaşanan 30’dan fazla fidanımızın canına katletmesinde görüldüğü gibi.
Benzer olayların bundan sonra olmayacağının da garantisi yok; çünkü hem dibinizde, hem de kaçınılmaz halde içinizde.
Ayrıca terör örgütlerinde bile var olan çatışma ahlakını yerle yeksan etmiş yönteme ve savaş aklına sahip.
ORTAK ÖTEKİ
Bu bela ile baş etmenin, dünkü gibi çok sayıda yurttaşınızın öldüğü katliama dönüşmesinin önüne geçmenin yöntemi bellidir.
O da toplumsallaşarak ortak geniş mutabakatı sağlamaktır; ateşi alıp toprağa gömecek paratoneri kurmaktır...
Yani, tek kesimin hükümeti yerine, halkın geniş katılımlı iktidarını oluşturarak soruna ortak çözüm bulacak büyük koalisyonu oluşturmaktır.
Eğer bu sağlanamaz ise en küçük felaket karşısında bile çözümsüz kalan, suçu ötekinde arayan, kavga ortamında ancak çare yerine yeni sorun üreten kriz içinde kriz yaratan iktidarlar döneminin kapısı açılır.
Bir süre sonra da kaçınılmaz olarak iç tartışmaları artırır; saldıranı da hedefine yakınlaştırır.