Dijitale kurban...
“VE bayram bile bayram olduğuna pişman olacaktı belki...” Nâzım Hikmet, “Bir Bayram Gecesi” şiirindeki dizesinde böyle anlatır bayramı. Uzaklardaki bir yerlerden özlemini aktarır. Bir de eski bayramı...
“VE bayram bile bayram olduğuna pişman olacaktı belki...” Nâzım Hikmet, “Bir Bayram Gecesi” şiirindeki dizesinde böyle anlatır bayramı. Uzaklardaki bir yerlerden özlemini aktarır. Bir de eski bayramı anımsatır: “... Bayram sabahı ailece yapılan sabah kahvaltılarına özlemdi. Kapıyı çalacak çocuklara bir gün evvelden hazırlanırdı hediye mendiller ve lokumlar. Mahalle arasına kurulan seyyar lunaparklar, macunlar ve pamuk helvalar. El öpenlere, el öpenlerin çok olsun derdi büyükler. Ama onların çok olmayacaktı el öpenleri. Çünkü her geçen bayram biraz daha azalacaktı öpülen eller. Ve her geçen bayram biraz daha azalacaktı biten dargınlıklar. Bayram gelmiş kime ne anam gariben diye bir türkü duyulacaktı memleketten. Ve bayram bile bayram olduğuna pişman olacaktı belki...”
Nâzım’ın şiirini son dönem okudukça Suriyeli sığınmacılar, vatanından kopup bir yerlerde yaşam bulmaya çalışanlar gelir aklıma: