‘Hedef 90x40’
Türkiye’nin destek verdiği Cerablus operasyonunun süresi, genişliği ve derinliği konusunda çok şey söylendi. Hükümetin bu konulardaki en yetkin ismi, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a...
Türkiye’nin destek verdiği Cerablus operasyonunun süresi, genişliği ve derinliği konusunda çok şey söylendi.
Hükümetin bu konulardaki en yetkin ismi, Başbakan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş’a dün sabah telefonda bu konuyu ve operasyona Batı ülkelerinden yükselmeye başlayan tepkileri sordum.
Her zamanki sakin üslubu içinde, kelimeleri akademik özenle seçerek yanıtladı:
“Türkiye olarak, Suriye’deki koalisyonu oluşturan müttefikimizle en az bir yıldır PYD’nin Fırat’ın doğusunda kalmasını, bu bölgenin de terör unsurlarından temizlenmesini konuşuyoruz. İlgili taraflarla konuşarak operasyonu başlattık. Bugünün meselesi değil ki; DAEŞ’i bölgeden süpürmek, Türkiye’ye tehdit oluşturan terör organizasyonlarından arındırmak hedefimiz...”
‘SALDIRMASA OLMAZDI’
Cerablus operasyonuna desteklerini koalisyonu oluşturan Batılı ülkelerin ilk günden açıkladığını anımsattım, “Bir anda tepki göstermelerinin nedenini neye bağlıyorsunuz?” diye sordum.
Kurtulmuş, “PYD’nin Fırat’ın doğusuna geçmesi gerektiği sözünü sadece biz söylemiyoruz; koalisyon ortaklarımız da söylüyor; sözlerini tutması lazım”cümlesini konuşmamız süresince birkaç kez yineledi ve şunları söyledi:
“Herhalde PYD cephaneliğine yapılan saldırı nedeniyle bu tepkiler geliyor. Başka bir neden bulamıyorum. Eğer Türkiye’nin tanklarına oradan saldırı olmasaydı bu olmazdı. Türk Silahlı Kuvvetleri sonuçta orada ÖSO’ya destek amacıyla bulunuyor. Oradaki askerin güvenliği de önemli, bir saldırı anında güvenliğinin sağlanması gerekiyor.”
Bu aşamada bir noktanın altını çizme gereği duydu:
“Türkiye’nin orada bulunmasının amacı Suriye savaşının tarafı olmak, askerini orada konuşlandırmak değil...”
Türkiye’nin bölgede uzun vadeli kalma gibi bir niyetinin olmadığını da vurguladı.
Bölgenin silahtan ayrılmış yapıya kavuşturulması için bir yıl önce dile getirilen bazı açıklamalara atıf yaparak, “Genişliği 90 km kadar, derinliği de 40 km’yi geçmeyen bir operasyondan söz ediliyordu” anımsatmasında bulundum.
Yanıtı şöyle oldu:
“Türkiye’nin hedefi açık, sınırlarını korumak. DAEŞ başta olmak üzere Türkiye’ye karşı faaliyet gösteren terörist yapıları, belirttiğiniz genişliği 90, derinliği 40 km kadar olan operasyon alanından süpürmek. Türkiye savaşın parçası değil, askerinin orada olmasının amacı da belli. Türkiye orada uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanıyor...”