Kapılar kapandı
AKÇAKALE Sınırın yanı başındaki kahvehanede 500 metre ilerimizdeki Telabyad’ı izlerken bir yandan da sohbet ediyoruz. Önce büyük bir patlama sesi duyuluyor. Yerel gazeteci arkadaşlar menzil belirliyor: “Suluk’tan...
AKÇAKALE
Sınırın yanı başındaki kahvehanede 500 metre ilerimizdeki Telabyad’ı izlerken bir yandan da sohbet ediyoruz.
Önce büyük bir patlama sesi duyuluyor.
Yerel gazeteci arkadaşlar menzil belirliyor: “Suluk’tan geliyor...”
Birkaç dakika sonra patlamalar seri halinde daha da yakınlaşarak devam ediyor.
Dürbünle karşıda yaşananları gözetleyen güvenlik birimi sorumlusunun yanına gittiğimde durumu özetliyor:
“DAEŞ bomba yüklü araçlarla kent girişindeki noktalara saldırıyor...”
Tekrar kahvehaneye dönüyorum, çok daha yüksek bir patlama sesiyle uzaktan duman yükseliyor.
Kahvehanede oturanlar kanıksamış edayla başlarını hafifçe yana çevirip şöyle bir bakıyor; önündeki oyun kâğıdı veya okey taşına dönüyor.
Gazeteci arkadaşım Halil İbrahim Arslan, koalisyon uçaklarından atılan bombaları anlatırken, “Sanki elektrik kabloları kontak yapıyor gibi görüntü çıkıyor” diye özetliyor.
Yılların gazetecisi arkadaşım Hadi Kurt fotoğraf makinesini masadan alıp uzaklaşıyor: