Kaybedeni kim?
TARİH, tarafların tümünün kârlı çıktığı askeri harekât olarak sanırım ABD-İngiltere-Fransa’nın dünkü Suriye operasyonunu gösterecek. Hem operasyon sonrası...
TARİH, tarafların tümünün kârlı çıktığı askeri harekât olarak sanırım ABD-İngiltere-Fransa’nın dünkü Suriye operasyonunu gösterecek.
Hem operasyon sonrası açıklamalarına hem de iç politik yansımalarına bakıldığında herkesin başarılı olduğunu iddia ettiği başka operasyon yok.
Operasyonun Suriye’deki güç dengesini değiştiren bir etkisi olmaması da bunun kanıtı.
“Bu işten yine de en kârlı kim çıktı?” denilirse, 1991’den bu yana olduğu gibi bu operasyonun sonrası da atılan ve onları engelleyen silahları üretenler kazançlı çıkacak.
Taraflar açısından duruma bakıldığında ise tablo şöyle:
TRUMP: Eski FBI Başkanı Comey’in salı günü çıkacak kitabı, avukatı hakkında soruşturma açılması da son dönem eklenince içerideki sıkışmışlığı daha da artmıştı.
Rusya’ya da kafa tutan, gücünü dünyaya gösteren lider popülaritesiyle iç sıkışmışlığını aştı; orta Batılı, orta vasıflı Amerikalıların yüreğine su serpti.
BM Güvenlik Konseyi’nin Çin ve Rusya dışındaki diğer iki üyesini yanına çekip uluslararası alanda da meşruiyetini güçlendirdi.
Körfez Birliği’ne destek katarken, onlardan 7 trilyon dolarlık beklentisinin ilk adımını da attı.
MAY: İrlanda’nın aşırı sağcı Demokratik Birlik Partisi’nin 10 milletvekili desteğiyle azınlık hükümeti kuran, parti içi muhalefetin de hedefi haline gelen İngiltere Başbakanı May açısından da nefes oldu.
Rusya ile ajan Skripal ailesinin zehirlenmesi nedeniyle yaşadığı gerilime bir de Duma’daki kimyasal saldırı eklendi; ABD ile uluslararası güç olduğunu sergiledi, “yeni demir lady algısını” güçlendirdi.
Ancak saldırı kararını bakanlar kurulu kararıyla aldı; eski mevkidaşı Blair’in, ABD Başkanı Bush’un peşine takılıp gitmiş olmasının sonraki yıllarda yargılanmasıyla karşılaştığı sıkıntılı sürecin de kapısını araladı.