Ortak iradeyi davet ayırdı
DARBEYE kalkışanlar dışında, ulusun her ferdi, kim olduğuna bakmadan yanındakiyle birlikte direndi. Namlunun karşısına yan yana dikilen, omzuna basarak tankın üzerine çıkan, yaralı halde sırtında hastaneye...
DARBEYE kalkışanlar dışında, ulusun her ferdi, kim olduğuna bakmadan yanındakiyle birlikte direndi.
Namlunun karşısına yan yana dikilen, omzuna basarak tankın üzerine çıkan, yaralı halde sırtında hastaneye taşıyanın hangi siyasi görüşten olduğunu sorgulamadı.
Vatandaşını farkına varmayıp tedbir alamadığı için mağdur bırakan devlet, canını ortaya koyan vatandaşları tarafından korundu.
O nedenle 15 Temmuz’a “Demokrasi ve Milli Birlik Günü” adının verilmesini herkes benimsedi.
Çünkü herkesi buluşturan payda, geçmişte acılarını defalarca yaşadığı darbenin bir daha başarılı olamamasıydı.
Bu mücadeleyi ilk başlatan da yine vatandaşı oldu.
Namlulara, tanka, zırhlıların üzerinden ateş püsküren mitralyöze karşı sadece bedeni ve çıplak elleriyle direndi.
Vatandaşının bu direnişinden cesaret aldığı için devletin darbe karşıtı güçleri harekete geçebildi.
Helikopterden, zırhlı araçlardan yağan kurşunlara rağmen Genelkurmay kavşağını bedenleriyle kapatan yurttaşlar sayesinde milletvekilleri TBMM’ye girdi, darbeye karşı ortak duruşu sergiledi.
Kimsenin kimseyi ayırmadığı, kol kola girip direndiği gündü 1 yıl önceki 15 Temmuz’da dünyaya sergilenen ortak irade...
İRADE DAĞILDI
1 yıl aradan sonra siyasetin darbe karşıtı duruşundan söz edilebilir, ama aynı iradeden söz etmek olanaksız.
Daha ilerisi, siyaset o gün darbeye karşı kol kola girerek ortak duruş sergileyen vatandaşını da ayırdı.
Yetmedi, kendisinde var olan öteki sorunlarının da çözüm merkezi haline çevirmeye kalktı.
Darbe girişiminde bulunan FETÖ’ye karşı 15 Temmuz’da bütünleşmiş, ittifak oluşturmuş öfkeyi böldü.
Şunu baştan belirteyim, milli birliğin oluştuğu mücadele alanlarında ortaya çıkan ruhu ayrıştırmaya kalkmak, geçmişte olduğu gibi bugün de siyasetçinin hanesine artı yazmayacaktır.
DAVETİYE BÖLDÜ